5 dk.
01 Nisan 2024
Ramazan'ın Son On Gecesi-gorsel
Youtube Banner

Ramazan'ın Son On Gecesi

Ramazan’ın son 10 günü hayatımızın her sene tekrarlanacak en önemli kavşak noktalarından, en mühim fırsat ve ganimet zamanlarından biridir. Efendimiz’in (sas) mübarek sözleri ve fiilleri bu zaman diliminin önemini göstermeye yeter de artar.

 

Hz. Aişe (rh.a) validemiz aktarıyor: 

 

كَانَالنَبِيُّ اِذَادَخَلَ اْعَشْرُشَدَّمِٔزَرَهُوَاَحْيَالَيْلَهُ وَاَيْقَظَ اَهْلَهُ

“Kâne’n nebiyyü (sas) izê dehale e’şru şedde mi’zera hüve ahyâ leylehû ve eygaza ehlehû.”

(Ramazan’ın son) onu girince Nebî (sas) izarını sağlamca bağlar, gecesini ihya eder, ehlini (ailesini) de uyandırırdı.”1

 

Hadisteki “şedde mi’zera” olarak geçen ve “izarını sağlamca bağlar” olarak çevirdiğimiz ibare bir deyimdir. Bir işe tam olarak girişmeyi, adanmayı ifade etmektedir. Aslında Efendimiz (sas) için bu ibareyi kullanmak pek doğru değildir ancak konsantrasyonunu veya yoğunluğunu artırma olarak anlayabiliriz. Türkçe'de “kolları sıvamak” olarak tabir edilen bir işe girişmeden önceki motive olma hâline benzemektedir.

 

Yine hadiste “ve ahyâ leylehû” olarak geçen, “gecesini ihya eder” olarak çevirdiğimiz ibarede ise şöyle bir durum vardır: Efendimiz (sas) gecelerini her zaman ihya ederdi. İhya etmek hayat vermek demektir. Bir geceyi diriltmek, ona hayat vermek o geceyi ihya etmektir. Efendimiz’in (sas) her gecesi diridir, canlıdır. Her zaman teheccütü, kıraati vardır. Ramazan’ın farkı ise gecesinin tamamını ihya etmesidir. Yani Allah Resulü (sas) Ramazan’ın son on günü dışındaki gecelerde bir miktar uyuyup bir miktar ihya ederken Ramazan’ın son on gününde gecenin tamamını ihya etmektedir.

 

Yine hadiste “ve eygaza” olarak geçen ibare “uyandırmak” demektir. Türkçe'de aynı köktün türeyen “yakaza” kelimesi biraz anlam kayması ile uyku ile uyanıklık arasını ifade eder ancak yine aynı kökten gelen “teyakkuz” kelimesi uyanık olmak, tüm dikkatini odaklamak anlamlarına gelir. 

 

“Ve eygaza ehlehû” ibaresi ise “ehlini, ailesini uyandırırdı.” demektir.

 

Dikkat edilirse ibarelerin son derece sade, öz ve kısa olduğu görülecektir. Konuyla ilgili genel konsept de bilinince hadisin manası anlaşılmaktadır.

 

Efendimiz (sas) ubudiyette (kulluk şuurunda) zirve olduğu gibi ibadetlerinde de zirvedir. Onun hayatında ibadete dair biçim, içerik veya konsantrasyon açısından hiçbir eksiklik yoktur. Dolayısıyla Ramazan’ın son on gününe girince -haşa- daha önceden hayatında eksik olan ibadetlerine daha bir şevkle sarılması değil, zaten var olan ve zirvelerde gezinen ibadet hayatını daha da yoğunlaştırması, kendisini tamamen ibadete vermesi anlaşılmalıdır.

 

Efendimiz’in (sas) Gece İbadetleri

 

Efendimiz (sas) “Gecenin bir kısmında uyanarak sana mahsus bir nafile olarak Kur’an’la teheccüt kıl. Böylece belki Rabbin seni övülmüş bir makama (makam-ı Mahmud’a) ulaştırır.”2 ayeti, gece ibadetlerinin övüldüğü diğer ayetler ve kendi mübarek beyanları çerçevesinde çok şükreden bir kul olmak için3 gecelerini her zaman namazla, Kur’an’la, duayla ihya ederdi.

 

Yine diğer hadislerden Ramazan veya Ramazan’ın son on günü dışında kendine mahsus gece ibadetlerini ifa ederken eşlerini uyandırmadığı yahut onların uykusuna karışmadığını,4 diğer taraftan Hz. Ali (ra) ve Hz. Fatıma (rh.a) başta olmak üzere her mümine olduğu gibi elbette hanımlarına da gece ibadetini tavsiye ettiğini farklı hadislerden5 biliyoruz. 

 

Ayrıca Efendimiz’in (sas) Hz. Fatıma (rh.a) ve Hz. Ali (ra) efendilerimizi gece vakti evlerine gidip “Haydi! Namaz kılmıyor musunuz?” diyerek uyandırdığı da bilinmektedir.6 Bu durum kendi ehl-i beytinin bu konuda geri kalmamasını ne kadar arzu ettiğini göstermektedir. 

 

Benzer şekilde ashabını da ailecek gece namazlarına kalkmaları, eşlerin birbirlerini uyandırmaları konusunda teşvik etmiştir. Hasen bir hadiste Efendimiz (sas) “Gecenin bir kısmında kalkıp namaz kılan ve hanımını da uyandıran, kalkmak istemediği zaman yüzüne su serpen kimseye Allah rahmetini ihsan etsin! Gece kalkıp namaz kılan ve kocasını da uyandıran, kalkmak istemediği zaman yüzüne su serpen hanıma Allah rahmetini ihsan etsin!”7 buyurur ki yüzüne su serpilerek uyandırılmayı sorun etmeyecek kadar birbirlerine bağlı eşlerin bu konuda birbirlerini teşvik etmelerinin doğrudan ilahi rahmetle irtibatlandırılması manidardır.

 

Sonuçta Efendimiz’in (sas) Ramazan veya Ramazan’ın son on günü dışında gece ibadetleri konusunda kendi hanımlarını, ehl-i beytini ve diğer müminleri teşvik ettiği görülmektedir. Bununla birlikte bazen kendisi gece ibadet ederken eşlerinin uykusuna karışmadığı durumlar da olmuştur. Ancak hadisten anladığımız kadarıyla Ramazan’ın son on gününde Efendimiz (sas) geceyi ihya için eşlerinin uykusuna karışmama adetini bırakır ve ailesini uyandırırdı. Buradan o günlerin kıymetinden mahrum kalmalarını istemediği anlaşılmaktadır.

 


 

1 ) Buhari, Kitabu Salati’t-Teravih, 15

2 ) İsra, 79

3 ) Buhari, Teheccüd, 6; Müslin, Münafikun, 79

4 ) Hz. Aişe (rh.a) validemizin “Rasulullah geceleri teheccüd kıldığında önünde yatıyordum. Ayaklarım secde yerine uzanırdı. Secde yaparken eliyle bana dokunur, ayağımı çeker, secdeden kalkınca yine uzatırdım. O zamanlar evlerde kandil yanmazdı.” hadisi için bkz; “Buhari, Salat, 22; Müslim, Salat, 272)

5 ) Buhari, Teheccüd, 5; Müslim, Müsafirin, 206

6 ) Buhari, Teheccüd, 5; Müslim, Müsafirin, 206

7 ) Ebu Davud, Tatavvu, 18; Ahmed b. Hanbel, II, 250