7 dk.
08 Aralık 2022
Antidepresan kullanmak caiz midir?-gorsel
Youtube Banner

Antidepresan kullanmak caiz midir?

Soru: Antidepresan kullanmak caiz midir?

 

Cevap: Antidepresanlar tıbbın geldiği seviye açısından en azından şimdilik psikolojik rahatsızlıklarla ilgili önerilen önemli bir çözümdür. Yapılan pek çok kontrollü deney bu ilaçların plasebolara göre daha fazla olumlu etki gösterdiğini, yani psikolojik rahatsızlıklar için belli ölçülerde şifa vesilesi olabildiğini kanıtlamıştır, göstermiştir. En azından bu rahatsızlıklar için ilaç almanın ilaç almamaktan daha iyi olduğunu biliyoruz.

 

Konuyla ilgili genel prensip şudur: Sağlıkla ilgili zaruretler pek çok haramı helal hale getirir. Kur’an’da açıkça “De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir.”(1) buyrulur. Bir insanın hayatta kalabilmesi için yiyebileceği tek gıda domuz eti ise onu yemesi veya susuzluktan ciddi zarar görecek dereceye gelmişse ve içebileceği tek şey alkollü bir içki ise onu içmesi geçici olarak caiz olur. Yine kadın ve erkeğin birbirlerine bakılması haram olan yerlerine bakmak da tıbbî zorunluluk durumlarında geçici olarak haram değildir.

 

Ancak bu tarz caizlik durumlarında, yani kendi başına haram olan meselenin tıbben caiz hale gelmesinde alternatifleri arama mecburiyeti kısmen vardır. Örneğin önemli bir hastalığın iki farklı ilacı vardır. Bu ilaçlardan birisinin jelatininde domuz ürünü kullanılmış diğerinde kullanılmamıştır. Fiyatlar arasında devasa farklar yoktur. Etki açısından da birbirlerinin tam muadilidirler. Bu durumda domuz ürünü kullanılmayan ilacın tercih edilmesi gerekecektir. Ancak her iki ilaç arasında ciddi fiyat farklılığı varsa ve bu farklılık kişileri önemli derecede etkileyecekse bu da konunun zaruret haline gelip gelmediğinin değerlendirilmesinde ayrı bir değişken olarak ele alınmalıdır.

 

Efendimiz (sav) farklı hadis-i şeriflerinde; “Allah, hiçbir hastalık vermemiştir ki onun şifasını da vermemiş olsun.”(2), “Ey Allah’ın kulları! Tedavi olunuz; Allah, verdiği her hastalığın şifasını da yaratmıştır.”(3), “Her hastalığın bir ilacı vardır. Bu ilaç bulunduğunda hastalık Allah’ın izniyle iyileşir.”(4) diyerek insanları şifayı aramaya yönlendirmiştir. Şifayı aramak Allah’ın ilim, irade ve kudretiyle yarattığı bu varlık sisteminde insan için bir vazifedir. İlacın aranıp bulunması da bu sisteme dahildir. Yani şifayı verecek olan neticede ilaç değil yine Allah-u Teala’dır. Dolayısıyla bu noktada ilaç ve dua arasında bir zıtlık da yoktur. Çünkü ilacın farklı bileşkeler halinde de olsa yeryüzünde bir yerlerde bulunduğu ve çalışarak elde edilebileceği bir sistem kurulmuştur. O hâlde insan her halükarda şifayı arayıp bulmaya çalışmalıdır.

 

Şifayı arama konusunda bir Müslüman olarak iki temel prensibi takip edebiliriz.

 

Birincisi: Herhangi bir rahatsızlığa karşı proaktif olarak her dert için bir çözümün var olduğuna inanmak hakkındadır. Bu arayış derdin büyüklüğü ve etkisi ölçüsünde farz, vacip veya müstehap olabilir. Küçük veya yaşamsal fonksiyonları pek etkilemeyen bir rahatsızlık için deva aramak farzdır denilemez ama bunlar için de devanın aranması iyidir. Ancak kendimiz, ailemiz, çevremiz için hayatı etkileyen, ıstırap veren rahatsızlıklar için çözüm aramak, o çözümü ararken de evvela o rahatsızlığın muhtemel ve mümkün bir çözümü olduğuna inanmak gerekir.

 

İkincisi: Daha sonra kendimizde o arama ve bulma gücünün olduğuna da inanmak gerekecektir. Gücümüzün yettiği ölçüde bir arayış içinde olmak, gücümüzün yetmediği yerde de tevekkül ve rıza, Allah’ın her duaya icabet edeceği gibi hakikatleri hatırlayarak o enerjiyi bulmak ve öyle çözüm aramak lazımdır.

 

Bu genel prensiplerden sonra antidepresanların haram olduğunu söylemek mümkün değildir. Hatta kendisinde veya malzemesinde haramlık bulunsaydı bile tıbbî bir zaruret veya mecburiyet durumunun olduğu noktalarda caiz olacaktı.

 

Ancak dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.

 

Öncelikle farklı antidepresan türlerinin farklı bünyelerde etkilerinin değişebileceği hatırdan çıkarılmamalıdır. Yine antidepresanların farklı dozlarda farklı etkiler oluşturacağı da bilinmelidir. Bu türlerin ve dozların belirlenmesi için ilgili doktorla görüşülerek karar verilmeli ve ona göre davranılmalıdır. Doktor reçete ettikten sonra antidepresanlar elbette kullanılabilir ve kullanılması da caizdir. Lakin uzman tavsiyesi olmadan kişinin kendi başına karar vererek bu ilaçları kafasına göre dozlarla kullanması doğru olmayacaktır.

 

Genel olarak Ortadoğu veya Anadolu insanının mevcut durumuna bakılınca gereğinden daha az antidepresan kullandıkları söylenebilir. Bu coğrafyada antibiyotiklerin gereğinden fazla kullanıldığı yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Benzer şekilde antidepresanların gereğinden az kullanıldıkları da belirtilmektedir. Çünkü insanlar “psikolojik hastalık” gerçeğini ve kavramını henüz kabullenebilmiş değillerdir. Bu nedenle de antidepresan kullanmaktan kaçınmaktadırlar. Bu anlamda da verilen ilacı kullanmaktan, doktora gitmekten çekinmek gereksizdir. Konunun imani ve İslami bir problem olarak görülmesi de yanlıştır.

 

Maddî ve Manevî Yan Etkiler

 

Antidepresanlar temelde bünyeyi, iradeyi, yani insanın kendi kendini kontrol mekanizmasını biraz zayıflatarak çalışırlar ve bu şekilde işe yararlar.

 

Bizler insan olarak pek çok konuda iradi veya kontrollü davranışlarımızı kendi kendimizi biraz zorlayarak, kasarak gösteririz. Her konuda olmasa bile pek çok konuda bu böyledir. Örneğin harama bakma, oruçluyken yeme-içme, bir namazı vaktinde kılabilme konularında böyledir. Bu nedenle örneğin çocuklarına karşı çok şefkatli ve ilgili olan bir baba işleri iyi gitmediği ve iflasa yaklaştığı için ciddi kaygı duymaya başlayabilir. Bu kaygıları için antidepresan kullanmaya başlayabilir. Bu durumda kaygı düzeyi azalacaktır. Hatta bir parça kaygısız olmaya ve öyle davranmaya başlayacaktır. Bu durumda çocuklarına karşı gösterdiği şefkat ve ilgi konusunda duygu ve davranış düzeyinde bir azalma da olabilir.

 

Diğer yandan harama bakmamaya özellikle dikkat eden, karşı cinsten kaçınan, bu konuda kendini az-çok zorlayan, iradesini kullanan bir genç dersleri kötü gittiği veya kendisine kötü davranıldığı için depresyona girmiş olabilir. Kullandığı antidepresan derslerine ve başkalarının kendisine karşı davranışlarına üzülme durumunu azaltacaktır. Ancak diğer yandan harama baktığı için üzülme, namazını kaçırdığı için üzülme, haramlara karşı hassas davranamadığı için üzülme duygularını da azaltacaktır. Antidepresan kullananların bu durumlara özellikle dikkat etmeleri manevi hayatları açısından faydalı olacaktır.

 

Müslümanla antidepresan ilaçlar arasında kurulabilecek tek ilgi bağı budur. Bizler bazı ahlaki veya dini yükümlülüklerimizi onları ciddiye alarak ve irademizi kullanarak sürdürebiliriz. Antidepresan nedeniyle oluşacak genel bir kaygısızlık halinde ise bu konularda ihmallere rastlanabilir. Antidepresanların nasıl ki mide bulantısı, baş dönmesi, dikkatte dağınıklık gibi yan etkileri vardır. Aynı şekilde bizi sonradan üzebilecek manevi yan etkilerine de dikkat edilmelidir. Gerekirse ilaç veya doz değişikliğine gidilebilir yahut namaz, harama bakma gibi konularda daha fazla dikkat ve şuur gerekebilir. 

 

Tekrar etmekte fayda var: Her antidepresan her bünye için ve her dozda bu etkiyi göstermez. Ancak belli durumlar için, belli kişiler adına belli bir dozda yazılmış bir antidepresan bu şekilde sonuçlar verebilir. Antidepresan kullanan kişi ilaç veya doz değiştirerek yahut ortam ve şartlarda değişiklik yaparak bundan da kurtulabilir.


Yüce Allah'tan fiziksel ve ruhsal sağlığımızı korumasını, tam bir afiyet hâlini bizlere lütfetmesini niyaz ederiz. Bize göndermiş olduğu fiziksel ve ruhsal rahatsızlıkları da şükür ve tevekkülle karşılayıp, kendisini hoşnut edecek bir biçimde ömrümüzü noktalayabilmeyi dileriz. 
 


 

1 ) En’âm, 145. Konuyla ilgili diğer ayetler için; En’âm 119; Bakara, 119.

2 ) Buhari, Tıp, 1; Ebu Davud, Tıp, 1.

3 ) Ebu Davud, Tıp, 1.

4 ) Müslim, Selam, 69.