7 dk.
08 Ekim 2023
Antidepresanlar ve Manevi Hayatımız-gorsel
Youtube Banner

Antidepresanlar ve Manevi Hayatımız

Soru: Antidepresan kullanmalı mıyız? Psikolojik rahatsızlıklar imanda zayıflık olduğunu mu gösterir?

 

Cevap: Bir psikiyatr uygun görüp reçete etmişse o antidepresan veya psikiyatrik ilaç kullanılmalıdır. Bu konuda farklı düşüncelere kapılmamalı, hele bu durumun imanda bir zayıflık göstergesi olduğu gibi söylemlere itibar edilmemelidir.

 

Diğer taraftan bir insan şuur ve irade açısından gerçekten uyanık ise ister depresyon ister anksiyete ister farklı psikolojik rahatsızlıklara henüz başlangıç aşamasında müdahale edebilir. Hatta bazen kendi iradesiyle bu sorunları çözebilir. Ancak böylesi durumlar oldukça nadirdir.

 

Yüksek tansiyonun pozitif telkinle düşürülmesi pek mümkün değildir. Yüksek tansiyon ancak tansiyon ilaçlarının düzenli kullanılmasıyla düşebilir veya dengelenebilir. Bu durum antidepresanlar için tam olarak geçerli değildir. İnsanın kendi iradesini toplamaya çalışması veya bir psikoloğun terapi seansları ile psikolojik sorunları olan bir insan ilaca ihtiyaç duymadan da o sorunların üstesinden gelebilir. Bu bağlamda antidepresanların her zaman için mutlak şart olduğu söylenemez. Ancak bunun tespiti de yine klinik tanılara ve uzman görüşlerine bağlıdır. Yani bir psikiyatr psikolojik sorunları olan birisine ilaç reçete etmişse, bu ilacın kullanılmasında fayda görmüşse o ilaç kullanılmalıdır. O ilaçlar da tansiyon veya kalp ilaçları gibi ciddiye alınmalıdır.

 

Antidepresanlar mekanizmasını tam anlamayabileceğimiz bir şekilde insan psikolojisine etki eden ilaçlardır. Örneğin tansiyon ilaçlarının kimi damarları genişleterek, kimisi idrar söktürerek, kimisi kalp atışlarının sayısını düşürerek kalp kasılmalarını hafifleterek, kimisi kalsiyum kanallarını bloke ederek tansiyonu düşürürler. Bu ilaçların etki mekanizmaları bilinmektedir ve süreç net işlemektedir. Antidepresan ilaçlar ise genellikleri beynimizdeki sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan nörotransmitter denilen (ki bunlara elektrik sinyalleri diyebilirsiniz) serotonin, dopamin gibi kimyasal maddelerin miktarlarını etkileyerek görevlerini yerine getirirler. Ancak bu etki mekanizması her zaman tansiyon ilaçlarının etki mekanizmasındaki gibi düz işlemeyebilmektedir. Bu nedenle bazen maddi yan etkilerle karşılaşıldığı gibi manevi yan etkilerle de karşılaşılabilir.

 

Anditepresanların Manevi Yan Etkileri

 

Bu noktada bir mümin şuna dikkat etmelidir: Antidepresanların bir kısmı insanın kendi üzerindeki kontrolünü azaltarak etki etmektedir. Örneğin bazı antidepresanlar sosyal fobi, sosyal anksiyete gibi toplum içinde kendi davranışlarından rahatsız olan insanlardaki kaygı bozukluklarını azaltabilmekte veya yok edebilmektedir. Ancak aynı zamanda o insanın dini açıdan kendisi üzerindeki kontrolünü de azaltabilmektedir. Örneğin periyodik olarak devam ettirilen ancak anormal olan bir davranışı artık yapmadığı zaman bir insan önceden strese giriyorsa antidepresan kullanınca strese girmeyecektir. Ancak antidepresanların etkisiyle namazını kaçırdığında, harama bakmaması gereken yerde baktığında da strese girmeyebilecektir.

 

Örneğin harama bakmamaya özellikle dikkat eden, karşı cinsle ilişkilerinde temkinli davranan, bu konuda kendisini az çok zorlayıp irade kullanan bir genç parasız kaldığında, dersleri kötü gittiğinde veya kendisine kötü davranıldığında depresyona girmiş olabilir. Bu genç antidepresan kullanmaya başlayınca depresif kaygıları azalacaktır. Ancak aynı zamanda harama baktığı için strese girme, namazını kaçırdığı için üzülme duyguları da azalabilecektir. Antidepresan kullananların böylesi manevi yan etkilere özellikle dikkat etmeleri önemlidir.

 

Aslında bu riskler antidepresanlara düşük dozlardan başlayıp kendini gözlemleme ile devam edilince daha da azalır. Yani antidepresan kullanımının ilk günlerinden itibaren kendini gözlemleyen, namaz, Kur’an, sadaka gibi konulardaki hisleri ile günahlara karşı temkinli davranırken duyduğu hislerini takip eden bir mümin için bu manevi yan etkiler daha az olacaktır veya hiç olmayabilecektir. Her şeye rağmen dini hassasiyeti olup da antidepresan kullanan veya kullanacak olan insanlar meselenin bu kısmına dikkat etmelidirler.

 

Bu durumun haricinde antidepresanlar birer ilaçtır. Kullanılmaları ise tek başına iman eksikliğini göstermez. 

 

Hatta bazı durumlarda antidepresan kullanmanın insanın manevi hayatı adına da faydalı yönleri olduğu söylenebilir. Örneğin bir Müslüman yaşadığı ülkenin genel ekonomik durumundan olumsuz etkilenmiş, işini kaybetmiş, aşırı borçlanmış ve depresyona girmiş ise düşük doz antidepresan kullanıp da sakinleşmesi o Müslümanın kendi yakınlarına zulmetmemesi, insanlara kaba davranmaması, kendine acıma ve şikâyet etme duygularına kapılmaması adına faydalı olacaktır. Bunlar bir Müslümanın dini hayatını, Allah Teala ile irtibatını canlı tutabilmesi için önemli hususlardır.

 

Antidepresanların Manevi Alternatifleri

 

Antidepresanların yerine alternatif konulup konulamayacağı hususu tartışılabilir. Ancak psikolojik problem bir defa başladıktan sonra, yani orta derece depresyon, panik atak veya anksiyete gibi sorunlar artık baş göstermiş ise psikolojik mekanizma işlemeye başlamış demektir. Bu noktada alternatif olarak yapılabilecek pek bir şey yoktur.

 

Bu bağlamda zaten depresyonda olan birisine “Dua et, açılırsın.”, “kırk tane İnşirah oku şifa bulursun.” gibi sözler söylemek bu insanın depresyonunu artırabilecektir. Yani bu insan gidip dua etmek veya Kur’an okumak yerine “Ben demek ki dua edemiyormuşum. Kendi irademi kullanamıyormuşum. Ne olacak benim bu hâlim? Yaşamamın bir anlamı yok.” duygularına kapılacaktır. Yahut obsesif kompulsif bozukluğu olan birisine “Şu duayı 129 defa okursan şifa bulursun.” deyince bu insan sayıyı tutturmak için kendini yıpratacak ve o duanın mahiyetine odaklanamayacaktır.

 

Dolayısıyla problem bir defa başladıktan ve belli bir aşamaya geldikten sonra bizim o insana yapabileceğimiz dua ve benzeri tavsiyeler beklenen faydayı vermeyebilecek hatta problemi artırabilecektir.

 

Birkaç Küçük Tavsiye

 

Hayatın hızını yavaşlatmak her durumda fayda verir. Ancak bu da her zaman mümkün olmayabilir. 

 

İşyerinde gerginlik var ise işe gitmemek mümkün olmayabilir. Ancak işyerinde dosyaların ve projelerin arasında boğulmuş bir durumdayken verilen küçük molalar zihin açıcı olacaktır. Yahut aile içinde çocukların oluşturacağı stresten kaçmak için evi terk etmek makul bir yol değildir ancak ortam değişikliği gibi durumlar faydalı olacaktır. 

 

Sonuçta insan üzerindeki yükleri yere bırakarak, sorumluluklarını azaltarak, hedeflerini küçülterek de rahatlayabilir ve stresin kaynağını kurutabilir.

 

İkinci olarak vücut için gerekli mineralleri ve vitaminleri almış olmak, yeterince güneş ve açık hava görmek, düzenli spor yapmak genellikle her zaman faydalıdır. Sorunları tamamen halletmese de onların hafiflemelerini sağlar.

 

Üçüncü olarak, ibadetlerine devam eden bir insan da ibadetlerine devam etmeyen bir insana göre psikolojik sorunlarını daha rahat atlatabilecektir. Namazını bir alışkanlık hâlinde dahi olsa kılması o insanın bir şeyleri periyodik olarak yapmaya devam ettiğini anlamasını sağlayacaktır. Yahut Fatiha okurken “Yalnız Sana ibadet eder ve yalnız Senden yardım isteriz!” ayetini okuduğunda içinde o kulluk, kulluğa karşılık rahmet ve dolayısıyla ümit esintisini belki normal zamanlarından daha parlak bir şekilde duyabilecektir.

 

Ancak yanlış anlaşılmasın: Vitamin takviyesi veya spor yapmak, tatile çıkmak, iş yavaşlatmak depresyonu tamamen çözer denilemeyeceği gibi namaz kılmanın da depresyonu tamamen yok edeceği söylenemez. Sadece bazı maddi ve manevi mekanizmalar çerçevesinde İslam’ın emir ve tavsiyelerinin ilgili psikolojik sorunun şiddetini hafifletebileceği söylenebilir.

 

Sonuç olarak; depresyon da, genel anksiyete bozuklukları da tansiyon veya şeker hastalığı cinsinden hastalıklardır. Tek farkları psikolojik rahatsızlıklarda insanın telkine diğer hastalıklardan daha fazla açık olması ve telkinin bu tip rahatsızlıklar üzerinde diğer rahatsızlıklardan daha çok etkisinin olmasıdır. Ancak telkinin etkisi ilaçlara olan etkiyi azaltabilse de tamamen yok etmeyebilir. Bu nedenle bir psikiyatrın uygun görüp reçete ettiği herhangi bir antidepresan kullanılmalıdır. Kullanılmasında da dini açıdan hiçbir mahsur yoktur.