Burçların Doğru Olmadığına Dair Deliller
Soru: Instagram'daki bir gönderinizde burçlar yorumlarının doğru olmadığını, bunların dini ve bilimsel temelleri olmadığını yazmışsınız. Bu nasıl olabilir, burçlarla ilgili yorumların genellikle doğru çıktığını kendimiz görüyoruz. Burç yorumlarının doğru olmadığına dair deliliniz nedir?
Cevap: Burçların kişilerin mizaç özellikleri üzerinde etkili olduğuna dair hiçbir bilimsel veri yoktur. Buna ek olarak, dinimizde de bu yönde ne bir ayet ne de sahih hadis bulunmaktadır.
Burç kavramını asıl oluşturan terim olarak takımyıldızlarının hakiki varlıkları yoktur. Yani takımyıldızları nesnel olarak var olan cisimler değillerdir. Bunlar varsayımsal olarak oluşturulmuştur. Astrolojide kullanılan yıldız haritaları gibi haritalar da varsayımsaldır. Gözlem sonucu ulaşılmış bir gerçekliğe dayanmamaktadır. Hatta yapılan gözlemlere göre birbirlerine yakın olduğu düşünülüp de takımyıldızını oluşturduğu varsayılan yıldızlar aslında birbirlerinden oldukça uzaktır ve gözlemlenebilir uzayın farklı köşelerinde yer alırlar. Farklı takımyıldızlarında olduğu varsayılan yıldızlar da birbirlerine daha yakın olabilirler. Üstelik bunların birbirlerine karşı konumları da değişkendir. Sonuçta astroloji veya burçlarla ilgilenen alan, milattan önce 1700’lü yıllarda insanların görebildikleri en parlak yıldızlara göre çizdikleri varsayımsal şekillerden oluşur. Aslında o yıldızlar aynı galakside ve aynı yıldız grubu içerisinde bile değillerdir. Aralarında milyonlarca kilometre mesafe farkı bulunmaktadır. Hatta binlerce yıl önce çizilen şekillerde yer aldığı düşünülen yıldızlar bile fiziksel olarak bugün yerlerinde değillerdir. Sonuç olarak ortada sadece fiziksel ya da matematiksel gerçeklere dayanmayan, varsayımsal şekillerle açıklanmaya çalışılan bir takım iddialar vardır. Bunların da gerçeklikte bir karşılıkları olmadığı için üzerine konuşmak bile abestir.
Bazı insanlar Büruc suresinin ilk ayetinde “And olsun burçlarla dolu semaya.” buyurulmasını burçlarla yapılacak mizaç yorumlarına delil olarak göstermekteler. Halbuki bu ciddi bir safsatadır.
Bir konunun, kavramın, ibarenin Kur’an’da geçmesi başka meseledir, birilerinin oradan türettiği sonuçlar başka bir meseledir. Mesela Kur’an “Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattık.” (Hicr, 6) buyuruyor. Ancak “balçıktan yarattık” buyurulması, illaki birilerinin zihinlerinde canlandığı şekliyle “Balçığa şekil verildi, sonra burnundan nefes üflendi.” gibi yorumlara katılmamızı gerektirmiyor. Evet, ayeti tasdik ederiz ancak o ayet üzerinden birilerinin zihin dünyalarında canlandırdıkları hayali resimleri tasdik etmemiz gerekmez.
Aynı şekilde Büruc suresinin ilk ayetinde “And olsun burçlarla dolu semaya.” buyurulması burçların insanların karakterleri, mizaçları ve gelecekleri üzerinde etkili olduğu anlamına gelmez. Kur’an diğer pek çok ayetinde ay, güneş ve yıldızlar gibi gök cisimlerinden hangi amaçla bahsediyorsa burada da o amaçla bahsetmektedir.
Sonuç olarak temel mizaç özelliklerinin oluşumu açısından insanın mizacına aylar, günler veya saatler (yükselen burç) olarak, doğduğu tarihin hiçbir etkisi yoktur. Bilimsel araştırmalar bu etkisizliği göstermiştir.(1) Buna ek olarak burçların karaktere etkisine dair Kur'an ve sünnette de bir şey yoktur. Dolayısıyla vahyin söylemediği, bilimin ise aksini ispat ettiği bir şeye inanmak Müslümanlar için doğru olmaz.