7 dk.
30 Temmuz 2024
Dizi-Film İzlemek Günah mıdır? | 2. Kısım-gorsel
Youtube Banner

Dizi-Film İzlemek Günah mıdır? | 2. Kısım

Bir” ve “Sıfır” Yanılgısı

 

Neyi kabul edip seçtiğiniz, neyi ne kadar yapabildiğinizden daha farklı ve daha temel bir durumdur. Bununla birlikte, geleneğimizde bazı meseleleri “bir” ve “sıfır” olarak görme yanılgısına düşülebilmektedir. Bu yanılgı dini anlama noktasında çok yerde karşımıza çıkabilmektedir. Mesela bir ortaokul öğrencisi camiye gelip, namazın farzını kılıp arkadaşlarıyla oynamak için dışarı çıktığında ona “Yaptığın işi tam yap, düzgünce kılmayacaksan bu namazı hiç kılma!” şeklinde tepki verebilecek büyüklerine rastlayabiliriz. O kişilerin zihninde “Namaz ya tam olarak, sünnetleri de eda edilerek kılınır veya hiç kılınmaz.” anlayışı yerleşmiştir. Oysa bu anlayış doğru değildir. Sünneti kılmamak doğru değildir, bir müminin hayatında eksikliktir fakat hem sünneti hem de farzı kılmamak daha büyük bir eksikliktir.

 

Bir örnek daha verelim. Kumar kötüdür. Piyango oynamak da kötüdür. Tavlayı kaybedenin çayların parasını ödemesi de kötüdür. Hepsi kumardır veya içinde kumardan bir hisse barındırır. Fakat bunların hepsini aynı kefeye koymak, hepsinin aynı derecede kötü olduğunu düşünmek ciddi bir hatadır. Bir insanın servetini etkileyecek miktarlarla kumar oynaması başka bir şeydir. Yılda bir defa piyango bileti alması başka bir şeydir. Kahvehanede tavlayı kaybedenin çayları ödemesi başka bir şeydir. Hepsinin aynı kumar olduğunu düşünüp, aynı derecede kötü olduklarını iddia etmek makul değildir.

 

Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere insanların zihninde bir şeyleri derecelendirmek epey zordur. Çoğu insan, “Ben çok ekmek yiyorum, yediğim ekmek miktarını biraz azaltayım.” demek yerine, “Ekmeği bir daha hiç yemeyeceğim.” demeyi tercih eder ve belki de bu şekilde aldığı kararı daha kolay uygulayabilir. 

 

Bununla birlikte işin hakikatinde iyiliklerin ve kötülüklerin dereceleri vardır. 

 

Benzer şekilde herhangi bir dizide göreceğiniz kadınların tamamının başı açık olabilir. (Bu konuda örnekleri genelde kadınlar üzerinden vermemiz, erkeklere bakmanın haram olmadığı anlamına gelmiyor elbette ki. Erkeklerin tesettürüyle ilgili sınırlar daha geniş ve tesettüre uymak gibi bir niyet olsa da olmasa da daha fazla uyulan sınırlardır. Bu nedenle bir dizi-filmde İslami sınırlara göre görülmesi haram olan bir kadınla karşılaşma ihtimali görülmesi haram olan bir erkekle karşılaşma ihtimaline göre çok daha yüksektir.) Bunlar haramdır diye düşünülebilir. 

 

Bununla birlikte kadınların başları açık olsa da kıyafetlerinin genel olarak kapalı olması başka bir şeydir. Biraz daha açık kıyafetler giyilmesi farklı bir şeydir. Deniz kıyafetleri giyilmesi farklı bir şeydir. Filmin müstehcen sahneler içermesi başka bir şeydir. Filmin hassaten müstehcen sahneleri öne çıkarma niyetiyle yapılmış olması ise daha başka bir şeydir. 

 

Mesela bir sahil beldesinde can kurtaranların yaşadıkları maceraları anlatan bir aksiyon filmi ve o film nedeniyle ortaya çıkacak günahlar başka bir noktadadır. Tüm anlatısını bir sahil beldesinde var olan ilişkiler ve müstehcen sahneler üzerine kurgulayan bir film nedeniyle ortaya çıkacak günahlar başka bir noktadadır. 

 

Eski Yunan’a dair bir dizi/filmde yapımcı Eski Yunan’ın bilimini anlatabileceği gibi, mitolojisini de ele alabilir. Mitolojide dramatik, çatışmalı meseleleri göstermeyi tercih edebilir. Bunu yaparken kadın-erkek ilişkilerine değinmek de bir seçenektir. Bu değinme esnasında bazı meseleleri üstü kapalı şekilde göstermek farklı bir seçenekken, kimi yönetmen ve yapımcılar bu meseleleri daha açıkça ele almayı tercih edebilir. Bunun yanında bazen de kadın-erkek ilişkilerini hikâyenin odak noktasına koyup, müstehcenliği adeta dizi-filmin temel ögesi yapan yönetmen ve yapımcılar olabilir. İşte bu noktada, bahsi geçen yapımların tamamı Eski Yunan’ı anlatır ve hepsinde bir miktar günah zaten var diye bakmak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Hepsinin içerdiği günahlar farklı boyuttadır ve manevi hayatımız üzerinde farklı etkilere sahip olacaktır.

 

Bunları söylerken bahsi geçen günahların daha düşük seviyede olanlarının işlenmesine cevaz veriyor değiliz. Fakat bir günahın yahut bir sevabın derecelerinin olması anlaşılması gereken önemli bir noktadır.1

 

Günahtan Kaçmak İçin Çaba Göstermek

 

Bu meseleyi de bir ve sıfır mantığına bağlamak, “Ya hep ya hiç!” gibi düşünmek yahut “Battı balık yan gider.” düşüncesiyle hareket etmek her zaman gerçekçi olmayacaktır. 

 

İşin ideali dizi ve film izlemeyi tamamen bırakmak olabilir. Bununla birlikte dizi-film seyretmekten asla kopamadığınızı düşünüyorsanız bu durumda seyredeceğiniz yapımlar arasında tercih yapmanız mantıklı olacaktır. Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılan MPA (Motion Picture Association) film derecelendirme sistemi filmlerin hangi yaş grupları için uygun olabileceğini sınıflandırmaktadır. Ülkemizde de “Akıllı İşaretler” uygulaması ile film ve dizilerin hangi yaş grubu için uygun olduğuna, içinde müstehcenlik, şiddet veya olumsuz örnek teşkil edecek farklı sahneler olup olmadığına dair önden bilgi sahibi olmak mümkündür.

 

Ayrıca seyredilen filmlerdeki olumsuz sahneleri geçmek de bir yöntemdir. Bununla birlikte bu yöntemin günaha girmek için bir risk barındırdığı unutulmamalıdır.

 

Günlük Hayatın Realiteleri

 

Daha önce de söylediğimiz gibi herhangi bir günahın caiz olduğunu söylememiz mümkün değildir ve bu insanı çok ciddi günahlara sokma potansiyeline sahip yanlış bir tavır olacaktır. Bununla birlikte hayatın realiteleri de vardır. Hepimiz sokağa çıkıyoruz, televizyon haberleri izliyoruz, gazete haberlerindeki fotoğrafları görüyoruz. Bütün bunları yok sayıp da “İçinde başı açık kadınların olduğu filmler” konusunda uzun uzadıya yorumlar yapmak çok da makul olmayabilir. Böyle bir tutum realist de olmayacaktır. Hatta bunu yaparken bir bakıma yalan söylemiş olmak da muhtemeldir.

 

Bu durumu aşma adına “Ya hep ya hiç” düşüncesinden uzaklaşmak ve müstehcenlikten uzak sahnelerin bulunduğu filmleri tercih etmek bir yöntem olarak değerlendirilebilir.

 

Dizi-Filmlerde Sigara ve Alkol

 

Seyredilen dizi-filmlerin zararlı olabilecek tek yönü müstehcenlik ve açık-saçıklık değildir. Birçok yapımda sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımını özendirecek nitelikte sahneler bulunabilir ve bu sahneler özellikle de çocuklar için tehlikeli olabilir. Elbette bunun da dereceleri vardır. Herhangi bir filmde kahramanın ağzında bir kere sigara görünmesi çok büyük bir problem teşkil etmeyebilir. Ama filmin esas kahramanı başarı elde ettiği her sahnede sigara yakıyorsa veya alkolikse bu görüntüler her izleyende bir imge oluşturacağı için meseleyi değiştirecektir. Özellikle de sempatik karakterlerin gösteriminin ana unsurunun alkol veya sigara olduğu durumlar çocukların kafasındaki alkol-sigara algısını farklı etkileyecektir.

 

Sonuç olarak, ahir zamanda yaşayan ve Allah’a kulluk yapmaya çalışan Müslümanlar olarak günaha çok açık bir devirde yaşadığımız maalesef su götürmez bir gerçektir. Bu bağlamda mümkün olduğunca Allah’a yaklaşmaya gayret etmemiz, günahtan kaçınma ve Rabbimizin rızasını kazanma adına çaba sarf etmemiz çok değerlidir.

 

“Bir ve sıfır” mantığını bir kenara bırakıp mümkün olduğu kadarıyla ahiret için heybemizi doldurmaya gayret etmemiz gerekiyor. Bir şey bütün bütün elde edilemese bile bütün bütün terk de edilmez. Bir prensip olarak, çoğu durumda içinde bulunulan pozisyona göre en çirkin olanı terk edip en lazım olanı yerine getirmek işlerimizi kolaylaştırır ve Allah’a yaklaşmamızı sağlar. Burada çirkin ve lazım kavramlarını bilerek soyut bıraktık çünkü herkesin seviyesi farklıdır.

 

Cenab-ı Allah'tan bizi rızasına muhalif işlerle meşgul olmaktan ve günahlara dalmaktan korumasını, bize Kendisine yaklaştıracak yolları açmasını diler ve dileniriz.


 


 

1 Mesela dini meselelerde edebi tam manasıyla gösteremediğinden şikâyet eden birini düşünelim. Bu kişi ilk etapta Yüce Allah, Hz. Peygamber (sas) ve Kur’an’a karşı edepli olmakla işe başlayabilir. Bunlara karşı dilinden asla edepsizlik çıkmaz, bu kelimeleri laubali biçimde ağzına almaz. Hatta alacağı zaman uzanıyorsa toparlanır, edepli olma halini muhafaza eder. Normalde bir insanın yatarken Allah'ın adını anması haram değildir. Mekruh da değildir. Ancak kişi kendi kişisel duygu ve düşünceleri içinde böyle bir başlangıçla dini meselelerde edepli olma adına güzel bir adım atmış olur ve insan buradan yol bulup daha iyi seviyelere ilerleyebilir.