6 dk.
16 Aralık 2023
Ebu Leheb gibi bir kafir için niye özel sure inmiştir?-gorsel
Youtube Banner

Ebu Leheb gibi bir kafir için niye özel sure inmiştir?

Soru: Kur’an-ı Kerim’de asr-ı saadette yaşayan insanlardan pek azının ismi zikredilirken, Ebu Leheb gibi bir kafirin adının zikredilmesinin ve ona özel bir sure inmiş olmasının hikmeti ne olabilir?
 

Cevap: Kur’an’da bir kimsenin isminin geçmesi veya geçmemesi tek başına bir anlam ifade etmez.

 

Kur’an’da Efendimiz’in (sas) ismi 4 kez Muhammed 1 kez de Ahmed olarak toplamda sadece 5 sefer geçmektedir. Hz. Musa’nın (as) ismi ise 136 yerde zikredilir. Hz. İsa’dan (as) ise özel ismi olan İsa ile 25, Meryem oğlu, Mesih, Allah’tan bir ruh veya Allah’ın kelimesi gibi unvanlarla ise toplamda 180 defa bahsedilmektedir. Hz. İbrahim’in (as) ismi ise 69 yerde geçmektedir.

 

Ayrıca Kur’an tamamıyla sahabe efendilerimizin oluşturduğu bir toplumun içinde nazil olmuş iken Kur’an’da ismi zikredilen tek sahabi de Zeyd bin Harise’dir (ra).

 

Diğer yandan Kur’an’da ismi zikredilen peygamber sayısı da 25 veya tartışmalı bir rakama göre 28’dir. Ancak bir ayette “Rasullerin bir kısmını bundan önce sana haber verdik, bir kısmını ise haber vermedik.”1 ayetinin de işaretiyle Kur’an’da ismi zikredilmeyen pek çok peygamber olsa gerektir. Hatta “And olsun ki biz, “Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının” diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik.”2 ayeti ile birlikte düşünülünce Kur’an’da ismi zikredilen peygamber sayısının, zikredilmeyen peygamber sayısı yanında çok az olduğu da düşünülebilir.

 

Yine Kur’an’da Firavun kelimesi 74 yerde kullanılmıştır. Ayrıca 9 tane de put ismi geçmektedir.

 

Buradan hareketle Kur’an’da herhangi bir kişinin veya nesnenin isminin ne kadar kullanıldığı veya kullanılıp kullanılmadığı çok önemli değildir. Daha doğrusu Kur’an bir kişinin veya nesnenin özel ismini zikretmeyi pek önemsememektedir.

 

Dolayısıyla Ebu Leheb için onun adını veya künyesini de kullanarak özel bir sûre inmesini tuhaf karşılamamak gerekir.

 

Ebu Leheb Tipolojisi ve Tebbet Suresinin Özellikleri

 

Diğer yandan Ebu Leheb önemli bir tipolojidir. Yani Ebu Leheb bireysel olarak önemli bir insan değildir ancak onun özellikleri İslam’a düşmanlık eden ilk dönem müşriklerinin özellikleriyle ortak olduğu için onun üzerinden bir tipolojiden bahsedildiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla “Ebu Leheb” denilince sadece özel bir bireyden bahsedilmemekte, aynı zamanda Ebu Cehil, Velid bin Muğire, Ümeyye bin Halef gibi isimlerden de bahsedilmektedir.

 

Sûrede Ebu Leheb’in cehenneme gideceği açıkça beyan edilmiştir. Bu önemlidir çünkü Efendimiz’in (sas) dava ettiği tevhid hakikati karşısında hiçbir akrabalık bağının öneminin olmadığını anlatır. O konuda hiç kimseye iltimas sağlanmayacaktır. Tebbet suresi bunu göstermektedir. O dönemde Araplar için en kıymetli toplumsal değer akrabalık bağlarıdır. Ancak tevhid hakikati bunun da üstündedir ki bu sûre ile müminler ve müşrikler Efendimiz’in (sas) nasıl bir meseleyi dava ettiğini daha iyi anlayabilmişlerdir.

 

Ayrıca Kur’an belli meselelerde bazı isimleri, grupları veya toplulukları tabiri caizse bir konu mankeni olarak kullanır. Örneğin “Ey Peygamberin hanımları! Siz, öbür kadınlardan birine benzemezsiniz; Allah’tan sakınıyorsanız sözü yumuşak bir tarzda söylemeyin ki gönlünde bir hastalık olan ümide kapılmasın.”3 ayetinde aslında dolaylı bir anlatım söz konusudur. Yani orada Efendimiz’in (sas) eşleri adeta bir konu mankeni gibi kullanılmış, asıl mesaj mümin kadınlara verilmiştir. Bu tip konuların bu şekilde dolaylı anlatımı daha edebîdir ve belagate daha uygundur. Aynı şekilde Kur’an, müşrikler arasında Efendimiz’e (sas) en yakın olan kişiyi yani Ebu Leheb’i bir konu mankeni olarak kullanmıştır.

 

Yakınlığın Avantajları & Dezavantajları 

 

Ebu Leheb’in bir müşrik veya İslam düşmanı tipolojisi olarak bir konu mankeni konumunda kullanılmasının bir nedeni, yakınlığın getirdiği avantajların iman ve itaat olmadığında dezavantaja dönüşmesidir.

 

Evet, Efendimiz’e (sas) manevi yakınlık gibi maddi yakınlık da kişinin imanı adına önemli bir avantaj sayılır. Ehl-i beyt bunun en açık örneğidir. Ancak bu avantaj Efendimiz’e yakın olan kişinin mümin olmaması, üstelik düşmanlık edecek kadar muhalefette aşırıya gitmesi hâlinde dezavantaja dönüşecektir.

 

Ey peygamber hanımları! İçinizden kim apaçık çirkin bir davranışta bulunursa onun cezası iki kat olur ve bu Allah’a pek kolaydır.”4 

 

Buradaki “iki kat” ibaresi matematiksel olarak iki misli şeklinde anlaşılmamalıdır. Bu ibarenin “kat kat” veya “normal standartların üstünde” şeklinde anlaşılması daha doğrudur.

 

Aynı mantıkla Kâbe'de, yani harem-i şerifte işlenen sevapların ecri başka yerde işlenenlerden daha fazla ancak orada işlenen günahların cezası da başka yerlerde işlenen günahların cezasından daha fazla olacaktır.

 

Ebu Leheb, Efendimiz’in (sas) amcasıdır. Beni Haşim’in reislerindendir. Ebu Talib’in vefatından sonra da Beni Haşim’in liderliğini yapmıştır. Dolayısıyla Mekke insanının gözünde saygındır, sözüne itibar edilir. Bu itibar bir sosyal sermayedir. Ancak o, bu sermayesini Efendimiz’in (sas) tevhid ve nübüvvet iddiasını yalanlamakta kullanmıştır. Bu da Efendimiz’in en yakınlarından olan bir büyüğünün Efendimiz’i arkadan vurması demektir.

 

Bu noktada Ebu Leheb’in düşmanlığı veya saldırıları belki Ebu Cehil veya Velid bin Muğire kadar şiddetli olmamıştır. Yani örneğin Ebu Cehil 10 defa hakaret etmişse Ebu Leheb belki 5 defa hakaret etmiş olabilir. Veya Velid bin Muğire Müslümanlara 10 defa saldırmışsa Ebu Leheb 2 defa saldırmış olabilir. Ancak Ebu Leheb’in Efendimiz’e yakınlığı o iki saldırıyı belki yirmi saldırı, beş hakareti belki elli hakaret seviyesine çıkarır.

 

Çünkü nübüvvetin emarelerinden birisi de şudur ki; ona yakın olan onun tesirine kapılır, büyülenir gibi kendini bırakır. Bu yüzden Hz. Hatice (rh.a) validemizin köle olarak satın aldıktan sonra Efendimiz’e (sas) hediye ettiği Zeyd bin Harise (ra) bir müddet Efendimiz’in hanesinde yaşamış, Efendimiz’in atmosferini en yakınında hissettikten sonra ailesinin kendisini istemesine karşılık Efendimiz’in yanında kalmayı tercih etmiştir.

 

Efendimiz’in (sas) mübarek eşleri öyledir. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Bilal, Hz. Ammar (r.anhüm) öyledir. Onun iklimine girip de Ona hayran olmayan yoktur.

 

Ancak Ebu Leheb’in küfürde ısrarı ayrı ve kat kat cezayı hak etmektedir. Hem yakınlığı hem de önemli bir tipoloji olması nedeniyle de özellikle bahsedilmesi Kur’an’ın hikmetine ve belagatine son derece uygundur.

 


 

1 ) Nisa, 164

2 ) Nahl, 36

3 ) Ahzab, 32

4 ) Ahzab, 30