Gusulü sebepsiz geciktirmenin zararı var mıdır?
Soru: Gusül icap eden durumlarda guslü geciktirmenin ne gibi zararları vardır?
Cevap: Bu mevzunun bir kaç yönü vardır, sırayla ele alalım:
A) Namaza mani olmadıkça, guslü geciktirmek caizdir.
Guslü geciktirmenin asıl zararı, namaza mani olmasıdır. Namaz kılmaya mani olmadıkça, guslü ertelemekte, hiç sebep olmasa bile, hiç bir beis yoktur, mekruh bile değildir. Zira Efendimiz'in(sallallahu aleyhi vesellem) böyle yaptığı vakidir. Ve Efendimiz'in(sallallahu aleyhi vesellem) yaptığı hiç bir şey, hiç bir açıdan çirkin olmaz.
Bu noktada şu hadisi delil olarak gösterebiliriz:
Güdayf b. Haris (ra) şöyle demiştir: “Âişe’ye (ra): Ne dersin? Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) cünüplükten dolayı, gecenin başında mı, yoksa sonunda mı yıkanırdı? dedim.
Bazen başında bazen de sonunda guslederdi, dedi.
Allah-u Ekber… Genişlik (kolaylık) veren Allah’a hamd olsun, dedim. (1)
Bazıları “bu hadis sadece cevaz gösterir” der. Bize göreyse, Efendimiz'in bizzat yaptığı hiç bir şeye “mekruh” veya “daha az efdal” denemez.
B) Cünüp olan kişiye necis denmez, o kimsenin pis olduğu söylenemez.
Müslüman, her halükarda temizdir, temiz sayılır. Cenabetlik durumunda gusletmek farzdır, ama o halde iken pis olduğunu düşünmek doğru olmadığı gibi; o haldeki insanlara pis muamelesi yapmak da doğru değildir.
Bu arada bu cümleyi “Müslüman temizdir” diye kurduk, zira İslam'a ait dini bir hükmü ifade ediyoruz. Yoksa “Müslüman olmayan kişi pis sayılır” gibi bir kastımız yok. Yanlış anlaşılmamak adına bu noktayı ifade etmek istedik. Gayrimüslim bir kişi için cünüp olup olmamayı değerlendirmeye gerek yoktur.
Bu noktada delil olaraksa şu hadisi gösterebiliriz:
Ebu Hüreyre (radıyallahü anh) anlatır: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine sokaklarından birinde kendisine rastlamıştır. Ebu Hüreyre bu sırada cünüp olduğu için, Efendimiz(sallallahu aleyhi vesellem) de karşılaştığı insanlarla tokalaşıp sarıldığı için, Allah Resulü'nü uzaktan görünce, uzaklaşıp gider ve sonradan yıkanıp gelir. Gelince Peygamberimiz(aleyhissalatu vesselam):
“Ey Ebu Hüreyre seni gördüm, beni görünce kaçtın?” diye sorar.
“Ben cünüptüm, necis, pis halimle bana dokunmanızı istemedim” der. Efendimiz:
“Subhanallah! (bilmez misin ki) Müslüman necis (pis) olmaz!” diye ferman eder. (2)
Yanlış anlaşılmasın, elbette cünüp olan insanın vücudunda, belki çamaşırlarında temiz olmayan şeyler var olacaktır. O manada, “temiz değil, pis” denebilir. Fakat konsept olarak pis görülemeyeceği; onunla tokalaşıp sarılmakta beis olmadığı ve bir mecliste insanlarla oturabileceği anlaşılmaktadır.
C) Cenabet halinin asıl zararı namaz kaçırmaktadır.
Unutulmamalı ki yukarıda bahsettiğimiz iki madde de, namaza mani olmayan; yani namaz vakti geçirilmeyen cünüplüklerden bahsetmektedir.
Bu dünyada bir Müslümanın kendi iyiliği için, yani hem maddi, hem manevi, hem psikolojik, hem fizyolojik.. hem dünyası hem ahireti için yapabileceği en iyi ve en faydalı ve en verimli şey; hem en büyük vazifesi, hem kendisi için en büyük nimet.. farz namazını tadil-i erkan ve kalbi Allah'a müteveccih olarak kılmasıdır.
Biraz uygunsuz olacak ama “ilimde ayıp yoktur” fehvası ile bir şeyi açık söyleyelim. Bir genç saatlerce uygunsuz görüntüleri seyretmek ile meşgul olsa, bu şekilde bedenini de yıpratsa, bu yüzden cünüp hale gelse bütün bu yaptıklarından ötürü gireceği günah ve uğrayacağı maddi manevi zarar; kaçıracağı bir vakit namaz kadar değildir.
Evet en güzeli, müstehcen şeylerle meşgul olmamaktır. Ama aşamadığımız bir zaafımız varsa, o zaman da yapılması gereken, gusül alıp namazı kılmaktır. "Bu günahı işledim zaten, namazı da geçirsem ne olur" diye düşünmek zararı katlamak anlamına gelecektir. Umulur ki, namazlara devam etmek suretiyle var olan kötü alışkanlıklardan da kurtulur.
D) Cünüp bulunmakta kişiyi saran rahmet ve koruma azalır.
Cünüp bulunmak, namaz kaçırmadıkça caiz olmakla beraber, tehlikelidir. Bilhassa bizim gibi maddi ve manevi tehlikelere açık yaşayanlar için daha tehlikelidir.
Efendimiz(sallallahu aleyhi vesellem) buyurdu ki: “İçinde cünüp birisi bulunan eve melekler girmez.” (3)
Amellerimizi yazan melekler her zaman bizimle beraberdir; hakeza Müslüman olduğumuz için bizi koruyan meleklerin en önemlileri de daima bizle beraberdir, cünüp olsak veya tuvalette, banyoda bulunsak bile.
Ama daha ince, daha hassas bazı vazifelerle görevli ve bizi koruyan ya da bize rahmet ve bereket getiren bazı melekler vardır ki, bizim cünüp olmamız onları uzaklaştırır. Ve aynı mütehassıs bir cerrahın ancak steril ortamda mesleğini icra edebileceği gibi, biz tertemiz olmazsak, o melekler vazifelerini yerine getiremezler.
Bu açıdan:
1. Cünüp olan insana daha kolay nazar değer. Bu, defalarca gözlemlenmiştir.
2. Cünüp olan kişiye büyü daha kolay ve derinden tesir eder.
3. Cünüp iken insan daha kolay öfkelenir, kavga eder, tartışır, kalp kırar ve kalbi kırılır.
4. Cünüp insan sanki tamamıyla tüm kabiliyetleri ile orda değil gibidir, daha kolay yanlış yapar, hata eder, elinden, dilinden kaza çıkar.
5. Cenabet olmak, hatta bazen abdestsiz olmak, gelen bazı özel rahmetleri ve iltifatları keser, azaltır.
1 ) Neşâî, tahâre 140, 141, gusl b; Ahmed b. Hanbel.Vl, 47
2 ) Buharı, Gusl 23, 24; Müslim, Hayz 115, (371); Ebu Davud, Taharet 97, (231); Tirmizi, Taharet 89, (121); Nesai, Taharet 172, (1, 145, 146).
3 )Ebû Dâvud, libâs 129; Nesaî, tahâre 167, hayl 11; Dârimî istîzân 34; Ahmed b. Hanbel, İ, 80, 83, 107, 139, 150