5 dk.
28 Nisan 2022
Hz. Âdem ve insan ırkları-gorsel
Youtube Banner

Hz. Âdem ve insan ırkları

Soru: İlk insan Hz. Âdem diyoruz. Peki, şu an bulunan insan ırkının kuzenleri olan 6 farklı ırk acaba Hz. Âdem ile bağlantılı mı yoksa çok daha önceden yaratılmış olup Hz. Âdem gibi mükemmel bir insana mı dönüştürdü Allah? Nihayetinde baktığımızda Hz. Âdem M.Ö. 4500’lerde yaşamış ama bu kuzen ırkların geçmişi 250-300 bin yıl öncesine dayanıyor ve bunların fosilleri de yaşadıklarını gösteriyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Cevap: Soruda birden fazla hususun birbirine karıştığı görülüyor. 

 

Birincisi, Hz. Âdem’in ne zaman yaşadığına dair elimizde hiçbir bilgi yoktur. Peygamberlerin yaşadıkları zamanlara dair Yahudilerin kendilerine göre bir tarihi ve ona bağlı açıklamaları vardır ve geçmiş ulemamızın bir kısmı bu bilgileri mutlak gerçekmiş gibi İslam tarih yazıcılığına da eklemişlerdir. Bu da bir gaflet eseri olsa gerektir çünkü Yahudilerin eserlerinin tahrif edildiğine dair elimizde net bilgiler var. Her ne kadar Hz. Peygamber (sas) Yahudilerin kendi kıssalarına dair meselelerin ibret almak amacıyla aktarılmasına bir ses çıkarmasa da onların bilgi kaynağı olarak alınacağı durumlarda net bir şekilde karşı tavırda bulunmuştur.(1)

 

Bazen bilim insanlarının “Hz. Âdem’in 200.000 yıl önce yaşadığı kanıtlandı.” , “Hz. Havva’nın 300.000 yıl önce yaşadığı kanıtlandı.” gibi haberlerini duyabilirsiniz. Burada Hz. Âdem ve Hz. Havva derken bizim bildiğimiz şekilde, Kur’an’da bahsi geçen kişileri kastetmedikleri bilinmelidir. Onlar sadece belli bir takım DNA analizleri çerçevesinde örneğin Y kromozomu üzerinden veya kadınlar için mitokondride bulunan DNA üzerinden bazı incelemeler yapıyorlar, diğer taraftan da kaç yüzyılda veya bin yılda bir mutasyon gerçekleştiğini varsaymaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bu araştırmaların sonuçları da kesin geçerli kanıtlar sunmuyor. En fazla söylenebilecek şey “Yaşayan insanlık üzerindeki tüm erkeklerin babası olabilecek, yani tüm erkeklerin geldiği ortak bir kişi olarak şu şahsı tespit edebiliyoruz.” şeklinde oluyor. Bu kişinin de illa Hz. Âdem olması gerekmiyor çünkü tespit edilen o zaman için yaşamış olan birden fazla erkek de var olabilir. İlgili nesil bir yerde kesintiye uğramış da olabilir. Aynı durum kadınlar, dolayısıyla Hz. Havva için söylenenlerde de geçerlidir. Sonuç olarak bilimsel araştırmaların bazı bulgularında ulaşılan kişiler bizim bildiğimiz şekliyle Hz. Âdem ve Hz. Havva değildir. Bunlar en fazla “şu ana kadar ulaşılabilen ilk erkek/kadın” olabilirler. 

 

Diğer taraftan “insan ırkları” tabirinde de şöyle bir zahmet mevcuttur: Bugün için ırk kavramının oluşumu ve çeşitlenmesinde kategori kriterleri açısından bilimsel bir konsensüs sağlanamamıştır. Literatürde daha çok “farklı türler” şeklinde geçmektedir. Tür kelimesi de tam belirgin değildir çünkü farklı türler arasında farklı zamanlarda üreme olduğu, yani Homo Sapiens ve Homo Neandertaller arasında bir DNA geçişi olduğu veya bilhassa Denisovanlarla da bizim türümüzle bir ortak nesil üretebilme potansiyeli olduğunu görebiliyoruz. En azından bugün için ulaşılan sonuçlar bunlardan ibarettir.

 

Son tahlilde, bu konuda biyolojinin verileri henüz sonuçlanmış ve kesinleşmiş değildir. Bize sadece farklı ihtimalleri ifade etmektedirler. 

 

Yine bu konuda Kur’an bizlere, insanlığın bu dünyadaki genel imtihanı ve yaratılış hikmeti çerçevesinde bir Âdem'den bahseder. Hepimizin bu Âdem'in neslinden olduğundan veya bize “Benî-Adem” (Ademoğulları) denilebileceğinden bahseder. Fakat bu bilgiyle biyolojik bilgiler arasında paralellik kurabileceğimiz yeterli bir bilgi birikimine de insanlık olarak henüz sahip değiliz. Bilimsel olarak da sahip değiliz, vahiy de bu konuda net bir şey söylememiştir. Yani bu konuda kesin konuşmak için elimizde hem bilimsel veri hem de vahiy bilgisi yoktur. 

 

Dolayısıyla Kur’an’ın ifade ettiği Âdem (as) ile biyolojik ya da antropolojik bağlamda bahsedilen Neandertal, Homo Sapiens, Denisovan veya başka türlerin içlerinden herhangi birisi ortak bir ata mıdır? Cenab-ı Allah önce bu türleri -tabiri caizse- dünya şartlarının zorlamasıyla kabiliyetlerini geliştirmeleri ve daha sonra beyanı öğrenebilecek-üretebilecek, vahyi taşıyabilecek bir hâle gelmesi için serbest mi bıraktı? Yahut bunların hepsini birden kapsayan başka bir ortak ata mı vardır? Bunlara dair elimizde bir veri ve bir bilgi mevcut değildir. Hakkında kesin bilgi olmayan bir konuda ise net bir şey söylemek mümkün değildir.


 

1 ) Konuyla ilgili bazı hadisler şunlardır: “İsrâiloğulları’ndan rivayette bulunmanızda sakınca yoktur ancak benden rivayette bulunduğunuz zaman yalandan sakınınız.” (Müsned, II, 159, 202; Buhârî, Enbiyâ, 50) 

"Ehl-i kitabın size aktardıgı rivayetleri ne tasdik ne tekzip edin." (Müsned, V, 98; Buhârî, İʿtisâm, 25, Tevḥîd, 42) 

Hz. Ömer bir gün elinde Ehl-i Kitab’ın kutsal metinleriyle Resûlullah’a (sav) rastlayınca, “Kur’an size yetmiyor mu? Musa hayatta olsa yapacağı şey ancak bana tâbi olmak olurdu.” şeklinde uyarılmıştır. İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-nihâye, II, 135);