5 dk.
23 Mart 2023
Kadın tesettürü ve erkek tesettürü-gorsel
Youtube Banner

Kadın tesettürü ve erkek tesettürü

Soru: İslam’a göre kadınların örtünmesi farzdır. Erkeklerin tesettürü için ise göz kapaklarını harama karşı kapatmak vardır şeklinde ifade ediliyor. Fakat bir kadının da erkeğe karşı şehevani duygular beslemesi gayet mümkün. Bu durumda erkeklerin de örtünmeleri gerekmez mi? Sadece kadınların örtünmesi adil mi?
 

Cevap: Bu soruda kültür ile dinin birbirine karıştırıldığı görülmektedir. 
 

“Erkeğin tesettürü göz kapağıdır.” şeklinde bir ibare İslami değildir, kültüreldir. Çünkü “Mümin erkeklere söyle gözlerini (haramdan) sakınsınlar.”1 ayetindeki mana erkek tesettürüyle ilgili değildir. 
 

Erkeğin de kadının da tesettür için belirlenmiş çizgileri vardır. Bu çizgilerin farz, sünnet ve müstehap gibi farklı seviyeleri vardır. Erkek için mutlak tesettür göbek ile diz kapağı arasının kapalı olmasıdır. Fakat neredeyse hiçbir kültürde sırf göbeğiyle diz kapağı arasını kapatmakla yetinen bir erkeğe rastlanmamaktadır. Erkekler günlük hayatlarında böyle yaşamazlar, işlerine bu hâlde gidip gelmezler, ev dışında bu şekilde dolaşmazlar. Bir şeyin limitini bildirmek, belirlenen oranda izin vermek farklıdır, günlük hayatta ona caiz demek farklıdır.

 

Ayet-i Kerime “Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler...”2 buyurmaktadır. Gözlerini haramdan sakınmaları gerekenler sadece erkekler değil aynı zamanda kadınlardır da. Kur’an belki erkekleri önce zikrederek erkeklerin harama bakmaya daha eğilimli olabileceğini ifade etmiştir denilebilir. Ancak kadınlar harama bakmaz gibi bir ifade ve anlayış Kur’an’da yoktur. Farklı dinlerdeki muhafazakâr anlayışlar bu konuda kadının da bakabilmesi, ilgilenebilmesi, aktif özne olması ihtimalini göz ardı etmeye ve bunun üstünü kapatmaya çalışmaktadır. Belki bu anlayış haya kavramına daha uygun göründüğü için ortaya çıkmış ve yerleşmiştir. Bunu bilemeyiz. Ancak Kur’an kadının da karşı cinse bakabileceğini, bu konularda aktif bir özne olabileceğini meşru olmasa da bir realite olarak kabul etmektedir. Bu nedenle erkeklere olduğu kadar kadınlara da “Gözlerini sakınsınlar.” buyurmaktadır.

 

Bir parantez açarak ifade edelim ki: Kur’an’da bazı meseleler “Bu size farz kılındı.” açıklığıyla, netliğiyle ifade edilir. Bazı meseleler ise dolaylı anlatımlarla dile getirilir. Mesela alkol, kumar, fal gibi konularda “Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz.”3 diye net bir biçimde belirtilir. Ancak kadın ve erkeklerin birer karşı cins olarak birbirlerine meyletmeleri konusu “Kadınlara söyle erkeklere bakmasınlar.” veya “Erkeklere söyle kadınlara bakmasınlar.” gibi açık ifadelerle değil, “(Erkeklere ve kadınlara söyle) Gözlerini haramdan sakınsınlar.” şeklinde dolaylı olarak dile getirilmiştir. Yani Allah Teala izzet ve azamet sahibi olarak insanları doğrudan utandırmamış, bu tip mahcubiyet doğurabilecek bir konuda Efendimiz’i (sas) aracı kılarak erkeklere ve kadınlara hitap etmiştir.

 

Diğer yandan, İslami hükümler genel itibariyle mutlaktırlar. Uçları açık bırakılmıştır. Bu konuda ise bir fitneye yol açabilecek hâllerde hükümler değişmektedir. Örneğin normal şartlarda kadınların yüzlerini kapatmaları farz olmadığı gibi bir kadının bir erkeğin yüzüne bakması veya bir erkeğin bir kadının yüzüne bakması mutlak manada haram değildir. Kadınlarla erkekler ders anlatırken, iş görüşmesi yaparken, doktorda iken birbirlerinin yüzüne bakabilirler. Ancak o bakmalar, bakanları hayalen başka yerlere götürüyorsa o derecesine göre mekruh veya haram olacaktır. 

 

Modern kültür veya ataerkil kültür erkek kadın ilişkilerinde faili sadece erkek kabul edebilir. Bu yönüyle kadınlar daha masummuş gibi algılanabilir. Halbuki özellikle iletişimin daha kolay olduğu ve kadın erkek ilişkilerinin karşılıklı olarak kolaylaştığı bir ortamda failin tek bir taraf olması artık hiç mümkün değildir. Örneğin bir kadın ve bir erkeğin herhangi bir sosyal medya uygulaması üzerinden başlangıçta normal konuşmaları, sonra konuşmanın seyrinin değişmesi ve meşruluk sınırlarını aşması gibi bir durumda eğer bir suç veya hatadan bahsedilecekse her iki tarafın da sorumlu olacağı açıktır. Meşhur bir sözde geçtiği gibi; dans, iki kişilik bir eylemdir.

 

Sonuç olarak; Kur’an’daki tesettür emrinin de gözleri haramdan sakınma emrinin de her iki cins için de geçerli olduğu açıktır. Burada “gözleri haramdan sakınma” mevzusu sadece “bakma” fiilinden ibaret de değildir. İlgilenmek, kendisiyle ilgilenilmesini istemek, bu nedenle ekstradan süslenmek, bu niyetle güzel kokular sürünmek gibi hususlar da bakma fiiliyle ifade edilen davranış kalıbına dahildir denilebilir. Her iki cinsin tesettür sınırlarının şer’î açıdan farklı olması ise bir adaletsizlik değildir. Allah Teala’nın ve Rasulü’nün (sas) emirleri bu tesettür sınırlarını belirlemiştir. Bunun hikmeti üzerine çok fazla şey söylenebilir. Ama söylenenler illet değil hikmet kapsamında kalacaktır.

 

Haramlık ve helallik konusunda her iki cinsin de kendisine göre dikkat etmesi gereken hususlar vardır. Bu hususlar “Neden karşı cinse şu kadar sınır çizilmiş de bize daha fazla sınır çizilmiş?” şeklinde değerlendirilmez. Bu tip bakış açıları verilen emri beğenmemek, uygun görmemek anlamına gelebilir ki böyle bir durum emre itaat etmemekten daha ağır bir sorumluluk getirecektir.

 


1 ) Nur, 30

2 ) Nur, 30-31

3 ) Maide, 90