6 dk.
20 Ağustos 2024
Kadın ve Erkeğin Mesajlaşması Günah mıdır?-gorsel
Youtube Banner

Kadın ve Erkeğin Mesajlaşması Günah mıdır?

Soru: “Bir kadınla erkeğin aynı odada kalması haramdır. Günümüzde de mesajlaşmak aynı odada kalmak gibidir. O yüzden karşı cinsle mesajlaşmak haramdır.” şeklinde yorumlar okuyoruz. Bu tarz fetvalar doğru mudur? Bu tip karşılaştırmalı fetvaları aklımızdan çıkarıp kendimiz yapabilir miyiz? Yapamazsak bu fetvaları verebilecek kişiler kimlerdir?

 

Cevap: Bu tip fetvaların hem doğru hem yanlış yönleri bulunmaktadır. Şöyle ki:

 

Birincisi: Bazen büyük bir şeye benzeyen küçük bir şeye büyük şeyin isminin verildiği olur. Yahut büyük bir şeye yol açan küçük bir şeye de büyük şeyin isminin verildiği de olur.

 

Örneğin Efendimiz (sas) şöyle buyurur: “Âdemoğluna zinadan nasibi takdir olunmuştur. O buna mutlaka erişir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayakların zinası yürümektir. Kalbe gelince o, arzu eder, ister. Üreme organı ise, bunu ya gerçekleştirir ya da boşa çıkarır.”1

 

Zinanın asıl tanımı bellidir. Bu hadiste gözlerin, kulakların, dilin, elin, ayakların veya kalbin zinasının gerçek zina olmadıkları açıktır. 

 

İkincisi: Bazı şeyler arasında kıyas mümkün olsa da bazı şeyler arasında kıyas mümkün değildir. Doğru bir kıyaslama yapmanın türleri ve kuralları vardır. Bu da mantık konusunda ciddi bir çalışma bazen de uzmanlık ister. Verilen fetvalarda meselenin bu yönüne özellikle dikkat edilmelidir. Bu çerçevede her fetva verenin her fetvası dikkate alınmayabilir. Bazı fetvalar ise dikkate değer kabul edilebilir.

 

Şimdi “Bir kadınla erkeğin aynı odada kalması haramdır. Günümüzde de mesajlaşmak aynı odada kalmak gibidir. O yüzden karşı cinsle mesajlaşmak haramdır.” fetvasına bakalım:

 

Hz. Peygamber (sas) bir hadiste “Bir erkek yanında mahremi olmadan sakın bir kadınla tenhada yalnız kalmasın.”2 buyurmuştur.

 

Burada Efendimiz’in (sas) dikkat çektiği asıl problem iki karşı cinsin aynı mekânda, başkalarının göremeyeceği biçimde fiziksel olarak baş başa kalmalarıdır. Çünkü insanların biyolojileri, hormonları, bakış açıları böyle bir durumda ister istemez harekete geçecek, biyolojimizin malum sistemi işlemeye başlayacaktır. 

 

Ortam veya mekân insanların duygu ve düşünceleri ile davranışları üzerinde son derece etkilidir. Televizyon, bilgisayar ve basit mobilyaların bulunduğu bir odadaki yalnız bir insan ile kitaplar, seccade, Kur’an, tesbih, dua kitapları bulunan bir odada tamamen yalnız başına kalan bir insanın içinde bulunduğu halet-i ruhiye farklı olacaktır. Yahut küçük bir grup arkadaş ortamı ile sadece tek bir yakın arkadaştan oluşan ortam ve o ortamlarda konuşulan konular ile konuşma tarzları farklı olacaktır. Daha büyük topluluklar içindeki duygu, düşünce ve davranışlar daha da farklı olacaktır. Bu toplulukların kapalı veya açık topluluklar olması da önemli bir değişkendir. Bunların farklarını zaten hepimiz hissedebiliriz. Sonuç olarak birkaç kişiyle birlikte konuşmak ile tek bir kişi ile konuşmak arasında elbette önemli mod farkları vardır.

 

İki insanın, özellikle de karşı cinsten iki insanın yalnız kalması onlarda başka bir sistemi tetikler. Bu durum o insanlar tarafından fark edilse de edilmese de böyledir. Ancak bunun haram olması yahut yasaklanması gerçek anlamıyla zinanın haramlığı gibi değildir. Tanımı belli olan gerçek bir zina ile böyle bir durumun mukayesesi kıyas kurallarına aykırıdır. 

 

Ayrıca geleneksel hadis yorumlarında da gözün, kulağın, elin, ayakların veya kalbin zinası hep “mecaz” olarak yorumlanmıştır.

 

Üçüncüsü: Bir kadınla erkeğin özel olarak mesajlaşmalarının birbirleriyle aynı odada kalmak gibi olduğu konusuna gelince:

 

Bir erkekle bir kadının başkasının göremeyeceği, kontrol edemeyeceği (tenha) herhangi bir yerde ve tam olarak böyle hissedilen ortamlardaki iletişimleri de yalnız, baş başa kalmaya benzer. Bu iletişimlerde insanlar bir topluluk içinde yapamayacakları espriyi yapabilirler, bir toplulukta gösterilemeyecek fotoğrafları paylaşabilirler, toplulukta girilemeyecek konulara girebilirler vb... Bu yönüyle özel mesajlaşmaların tenhada yalnız kalmaya benzeyen bir yönü vardır. “Bunda haramlık veya haram olma ihtimali var.” denilmesi de yanlış değildir.

 

Haramlık ihtimalinden kasıt şudur: Bu tür iletişimlerde insanları aldatan bazı hususlar vardır. Örneğin bir erkeğin kadın bir diş hekimine görünmesinde bir mahsur genellikle yoktur. Kadın doktor eldiveniyle muayenesini yapar, iğne vurur, dişi çeker ve rahatsızlıkla ilgili karşılıklı konuşmalar yapılabilir. Yahut bir erkeğin bir sinema bileti alırken bilet satan kadınla o anın gereği olan şeyleri konuşmasında da bir mahsur yoktur. Bu tip konuşmalarla farklı türden, belki flört denilebilecek türden konuşmaların aynı şey olmadığı açıktır. Bu nedenle bir kadınla erkeğin konuşması yahut mesajlaşması her zaman ve her durumda haram demek abes olacaktır. Ancak ilk örnekteki konuşmalar caiz diye ikinci örnekteki konuşmaların caiz olacağını söylemek de yanlış olacaktır.

 

Evet, bir kadınla bir erkeğin bazı teknik konuları yahut gündelik hayatla ilgili bazı hususları, birtakım sorunları çözmek için karşılıklı konuşmalarında, hatta birbirlerini tanıma adına sınırlı bir çerçevede konuşmalarında bir haramlık vardır denilemez. Bahsettiğimiz konuşma konularına başka maddeler de eklenebilir. Ancak belli bir sınırdan sonra duygusal veya biyolojik anlamda karşılıklı eğilimlerin doğmaya başladığının hissedilmesi yahut başka türlü tarif edilebilecek modlara kişileri sürükleyecek konuşmalar farklıdır. Bunun da ne demek olduğunu her insan az çok anlar ve hisseder. Meselenin bu kısmında ise harama açık bir yön bulunmaktadır. Buna dikkat edilmelidir.

 

Sonuç olarak diyebiliriz ki; bir kadınla bir erkeğin mesajlaşmaları mutlak olarak haram değildir. O mesajlaşmaları haram yapan veya harama yaklaştıran, harama bir kapı açan yön ise mesajlaşan kişilerin niyetleri, mesajların içeriği ve onları sürüklediği yönde haram adına bazı risklerin bulunmasıdır. Bunlara dikkat edildikten ve bu farkındalık elden bırakılmadıktan sonra mesajlaşma ile aynı odada baş başa kalmanın tam olarak aynı şey olduğunu söyleyemeyiz. Bununla birlikte daha önce de belirttiğimiz gibi, bir benzerlik taşıdıklarını ifade edebiliriz.

 

Cenab-ı Allah'tan haramla sınandığımız her anımızda bize yardım etmesini ve razı olmayacağı yollara girmekten bizleri korumasını diler ve dileniriz.

 


 

1 Buhârî, İsti'zân 12, Kader 9; Müslim, Kader 20-21

2 Müslim, Hac, 74