Göklerden Rahmet Yağan Gece
Ebu Hureyre’den (ra) nakledilen bir hadis-i şerifte Efendimiz (sas) şöyle buyurur:
"Her kim inanarak ve ihtisap ile Kadir Gecesini ikame ederse geçmiş günahları onun lehine mağfiret olunur!”1
Hadisteki iman ve ihtisap kavramları aynı şekil ve bağlamda Ramazan orucu için de bir başka hadiste kullanılmıştır. Zaten “Her kim Ramazan orucunu inanarak ve ihtisap ile tutarsa onun geçmiş günahları mağfiret olunur!” hadisi de bu hadisin devamıdır ve ikisi tek bir hadistir.
Bu hadisteki fark Kadir Gecesi için “ikâme” tabirinin kullanılmasıdır. İkame etmek, kıyam etmek veya kavme yapmak demektir. Dolayısıyla bu ibare “Kim Kadir Gecesi kavme yaparsa” anlamına da gelmektedir. Kıyam etmek veya kavme yapmak da namaz kılmak demektir. Gece ibadeti için “teheccüt namazı” kavramı vardır ve bizim için teheccüt namazı zaten sünnettir. Ancak burada Kadir Gecesi için özel olarak kavme yapmak veya kıyam etmekten, namaz kılmaktan bahsedilmiştir.
Bu durum Kadir Gecesine özel bir namaz şeklinin olduğu anlamına gelmez. Konuyla ilgili diğer hadisleri, gece ibadeti veya Kadir Gecesiyle ilgili tüm hadisleri bir arada değerlendirdiğimizde anlaşılan şudur: Kadir Gecesini mümkün olduğunca çok, diğer gecelerden daha fazla ibadetle değerlendirmeliyiz. Aynı kökten gelen “ikame” kelimesiyle ifade edecek olursak mana “Kim Kadir Gecesini ikame ederse.” demek olur ki bu “Kim Kadir Gecesini ayağa kaldırırsa.” ve “Kim Kadir Gecesinde ayakta kalırsa.” anlamlarını da içermektedir. Dolayısıyla Kadir Gecesinin kendine özel bir mahiyeti vardır. Zaten Efendimiz’in (sas) de Kadir Gecesinde her gece kıldığı teheccüt namazıyla yetinmediğini diğer hadislerden anlamış oluyoruz.
Sonuç olarak bir insan normal gecelerinden farklı olarak Kadir Gecesinde ekstra bir şeyler yapmış olsa, fazladan birkaç rekat nafile namaz, birkaç sayfa Kur’an, biraz daha fazla evrad ü ezkâr ve duayla ilgilense de Kadir Gecesini kendisi için ikame etmiş olacaktır. Tabii ki bunun kemâli o geceyi tamamen ihya etmek, ibadet ve dua ile gece boyunca ayakta kalmaktır.
Hadisteki “inanarak, iman ederek” kısmı ise Kadir Gecesi yapılan ibadetleri kalbine iman yerleşmiş bir hâlde yapmayı işaret etmektedir.
“İhtisap ile” ibaresi de bu konuda sevap kazanacağını ümit ederek, Efendimiz’in (sas) hâlini kendine örnek alarak, açık ve net bir niyetle Kadir Gecesini ihya etmek demektir.
Kadir gecesini iman ve ihtisap ile ihya ve ikame eden bir insanın geçmiş günahlarının tamamının kendi lehine mağfiret edileceği beyan buyurulmuştur ki bu noktada “af” kavramı yerine “mağfiret” kelimesinin kullanılması da dikkate değerdir. Çünkü affetmek ceza vermemek, günahların izlerini sıfırlamak demek iken mağfiret bunun bir adım ötesidir. O da günahların izlerinin silinmesiyle beraber üstlerinin de örtülmesi demektir.
Ayrıca “affedilmek” veya “günahların bağışlanması” kavramlarına sadece bir defterdeki veya bilgisayardaki kayıtların silinmesi gibi bakılmamalıdır. Allah Teala günahları affedince o günahları işlemiş olmaktan kaynaklanan kalplerimizdeki lekeler, yeni günahları kolaylaştıran alışkanlıklar da bir ölçüde silinmektedir. Dolayısıyla günahların affedilmesi bizler için genellikle yeni günahların kapılarını kapatır. Kalbimizde hissettiğimiz günahlardan kaynaklanan kasvet, darlık gibi karanlık hisleri de azaltır.
Diğer yandan bu hadis sonuçları itibariyle bakıldığında Kadir Gecesini ihya etmenin Ramazan’ın tümünü oruçlu geçirmek ile eşdeğer tutulduğunu da ifade etmektedir. Dolayısıyla Kadir Gecesini ihya etmek, Ramazan orucuna istemeyerek de olsa kusurlar bulaştıran, belki istemeden de olsa insanlarla tartışan, arada kötü sözler söyleyebilen kişiler için bu kusurları telafi ettirecek ayrı bir kurtuluş kapısı olarak görülmelidir.
Kadir Gecesi Duası
Hz. Aişe (rh.a) validemiz bir gün Efendimiz’e (sas) “Ya Rasulallah! Kadir gecesine tesadüf edip onu bilirsem o gece nasıl dua edeyim?” diye sorduğunda Efendimiz (sas) şu duayı etmesini tavsiye buyurmuştur:2
اللَّهُمَّ إِنَّكَ عُفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي
“Allahümme inneke Afüvvün tühibbu’l Afve Fa’fu Annî”
Allah’ım! Sen Affedicisin, affetmeyi seversin. Beni affet!
Efendimiz’in (sas) özellikle bu duayı tavsiye etmesi nedeniyle Kur’an dışında Kadir Gecesi okunmasında en fazla fayda bulunan duanın bu olduğu söylenebilir.
Tabii bu duanın yanında Efendimiz’in (sas) tevbe ve istiğfarla ilgili beyan buyurdukları diğer dualaınr, Kur’an’da geçen tevbe ve istiğfarla ilgili ayetlerin de dua maksadıyla okunmaları o gecenin ihyası adına düşünülebilecek alternatiflerdendir.
İlahi Rahmetten Beklentimiz
Sonuçta hepimiz insanız. Kusurlu insanlar olduğumuz için oruçlarımız da kusurlu olacaktır.
Bu nedenle Ramazan’ın son on gününü ihya etmeye çalışsak da o gece nafile namazlarımızı artırsak da farklı açılardan dünyevi meşguliyetlerimiz, ertesi gün yapılacak işlerimiz gibi sebeplerle o geceyi tam manasıyla veya sabaha kadar ihya edemeyebiliriz. Bunlar mümkündür. Ancak bu dünya hayatı yarım yarım tamamlanacak bir bütün olduğu için o geceki yarım ibadetlerimiz de diğer zamanlardaki yarım salih amellerimizle birleştirilir. Kadir Gecesinin ihya edilmesinde kendimiz en azından yüzde elli seviyesinde bir kalite tutturabilirsek diğer yüzde elli kalitesindeki amellerimiz de bu yüzde elliyle birleştirilir, tam sayılır ve geçmiş günahlarımız affedilir diye umabiliriz. Allah Teala’nın rahmetinden bunu ümit eder ve bekleriz.
Cenab-ı Allah'tan Ramazan’ın son on gününü ve Kadir Gecesini mümkün olduğu kadar ihya edebilmemizi, bu gecelerde diğer vakitlerden daha fazla gayret göstermemizi nasip etmesini diler ve dileniriz.
1 ) Buhari, Kitabu Salati’t-Teravih, 6/11
2 ) Tirmizi, Daavat, 89