6 dk.
09 Haziran 2022
Kur'an'daki sonsuzluk ibarelerini nasıl anlamalıyız?-gorsel
Youtube Banner

Kur'an'daki sonsuzluk ibarelerini nasıl anlamalıyız?

Soru: Kur'an'daki sonsuzluk ibarelerini nasıl anlamalıyız?

Cevap: Matematik derslerinden de hatırlayacağınız gibi “sonsuz”, bir sayı değildir(1), hatta sözel bir ifadedir. Bilgisayarda excel ve diğer istatistik tablolarında N/A (Not Available) veya NAN (Not a Number) gibi ibareleri bilirsiniz. “Burada sayı yok.” anlamındadır. Null ibaresi de yokluğu gösterir ve yine sözel bir ifadedir, bir sayı değildir. Sonsuz ibaresi sözel bir ifade olduğu için “sonsuz tane” veya “sonsuz sene” gibi bir kullanım hatalı bir kullanım olacaktır. Ayrıca “sonsuz” kavramı bir serinin bilinen bir sonu olmadığını ifade etmek için de kullanılır. Örneğin; “1, 2, 3, 4, 5…” şeklindeki bir sıralamada sondaki üç nokta sonsuzu ifade etmektedir ve sonsuz burada bilinmeyen bir sondur. Sonsuz kavramı matematik işlemlerine girmeye kalktığı vakit bazı özel limit ve türev uygulamaları dışında, bir değeri her zaman sıfıra ya da sonsuza çeker. Yani yok eder ya da anlamsız hale getirir. 

 

İşin bu kısmı şu nedenle önemli: Kur’an herhangi bir yerde “orada sonsuz sene kalacaksınız” demiyor. Demezdi de… Çünkü öncelikle sonsuz kavramının sayı olarak kullanılması bir mantık hatasıdır. İkincisi; dillerin gelişimi açısından o dönemde sonsuz kavramını ifade eden ve bizim bugün matematiksel sonsuz olarak kullandığımız şekliyle bir tabir henüz yoktur. Hatta 600’lü yılların başında bildiğimiz anlamda rakamlar da yoktur. Sayılar henüz basit sistemler ve sembollerle ifade edilmektedir ancak onluk, yüzlük bir düzen veya bir basamak düzeni gibi bir rakam sistemi yoktur. Dolayısıyla Kur’an’daki “Hâlidîne Fihâ Ebedê” ifadelerinde geçen “huld” veya “ebed” kelimelerini bizim düz bir şekilde “sonsuz” olarak anlamamız doğru değildir. İslam’ın genellikle ilkokul derslerindeki mantık seviyesinde anlatılması bu gibi konuların yanlış anlatılıp yanlış anlaşılmasına neden olabiliyor. Bu nedenle bu durum bazı hadislerle de çelişebiliyor. Çünkü hadislerde bazı cennet nimetleri bazı rakamlarla (bir köşk, dört nehir gibi) ifade edilmektedir ancak bu sınır belirten rakamlara rağmen cennet kavramı da sonsuz kipi ile kullanılmaktadır. 

 

Dolayısıyla cennet ve cehennem kelimesi geçince bunları sonsuza bağlamamız, o sonsuzu da bir sayı olarak düşünmemiz önemli bir mantık hatası, bir düşünce yanlışıdır. Zaten cennetle cehennem, içinde yaşadığımız evrendeki atomlar, moleküller cinsinden düşünülmemesi gereken mekanlar-kavramlardır. Cennet ve cehennemde madde yoktur demiyoruz ancak oraya özgü madde cinsinin bu evrendeki madde ile aynı nitelikte olmayacağını söyleyebiliriz. Orada üç boyutlu bir yaşam da sürmeyebiliriz. Belki beş boyutlu bir yaşam bizleri bekliyor hatta belki zaman dahi kendi içinde buradaki gibi bir değil iki boyutlu olabilecektir. Dolayısıyla bu dünyada zaman düz bir çizgide giderken orada bir satıh, bir yüzey veya hacim gibi hissedilecektir. Bunları yüksek matematik veya fizik dersi almış olanlar bir parça anlayabilirler ancak onlar da biz de tam olarak şimdilik bilemediğimiz için hayal bile edemeyeceğiz. Yani sonuçta cennet ve cehennem, bu görünen dünya gibi mekânlar değildir. Zaman, 100 sene, 1000 sene 10000 sene atmaya devam edecektir ama bu dünyadaki sahip olduğu niteliklerle ve dayandığı kanunlara bağlı olarak işlemeyecektir. Farklı bir işleyiş dolayısıyla farklı bir algılayış ve hissediş olacaktır. 

 

Bu konuda şu hususa da dikkat etmeliyiz; Allah-u Teala, melekler, kabir ve ahiret hayatı hakkında konuşulurken, algı ve kullanım açısından bu dünyanın şartlarına göre belirlenmiş zaman kavramı kullanılınca hata edilmiş olacaktır. Bu konulardaki ayet ve hadislerde geçen “huld” ve “ebeda” kelimeleri ise şöyle anlaşılmalıdır; Bizim ölçtüğümüz zaman ve bizim bildiğimiz sınırlılıklar açısından herhangi bir sınırlılık yoktur.

 

Bir örnek verelim; “Allah-u Teala 01 Ocak 2019 tarihinde bizim 01 Şubat 2019 tarihinde yapacağımız seyahati biliyor muydu?” şeklindeki bir soruya gayri ihtiyari “Evet, biliyordu.” cevabını verme meylinde olabiliriz. Çünkü zihnimizde “Allah geleceği bilir.” şeklinde bir düşünce vardır. Oysa zaman kavramı Allah-u Teala için işlemediğinden, hatta Allah-u Teala için geçmiş ve gelecek diye bir şey söz konusu olmayacağından “Allah-u Teala geleceği bilir.” şeklinde bir cümle kurmak da tam doğru olmayacaktır. Bu, “Allah geleceği bilmez.” demek değildir tabii ancak tam doğrusu şudur; “Allah-u Teala, her şeyi zamansız bilir.”. Dolayısıyla “Allah-u Teala 01 Ocak 2019 tarihinde bizim 01 Şubat 2019 tarihinde yapacağımız seyahati biliyor muydu?” sorusunun cevabı “Evet, biliyordu.” değil, “Allah-u Teala her şeyi zamandan bağımsız olarak bilir.” şeklinde olmalıdır. 

 

Bu neden önemli? Allah-u Teala’nın fiillerine dair bir mevzuda, zaman ve ilgili kavramları bizim günlük hayatımızda rahatça kullandığımız şekliyle kullanmaya çalıştığımız an cümlelerimiz oldukça saçma hale geliyor. Bu mevzu meleklerin icraatları için de kısmen geçerlidir, kabir hayatı için de kısmen geçerlidir. Cennet ve cehennem için daha fazla geçerlidir. Dolayısıyla günlük hayatta uykusuzluktan mustarip birisinin kullanabileceği “Ben cennete girersem önce 100 sene rahat bir uyku çekeceğim.” gibi bir cümle espri olarak kabul edilebilse de hakikatte abes olacaktır. Cennette 100 sene, 1000 sene gibi kavramlar anlamsızdır. O âlem bizim bildiğimiz bir âlem olmadığı için o âlemde bir tane bedenimizin olacağını düşünmek de eksik olacaktır. Yani bir bedenimiz bir varlığımızda uyurken diğer varlığımızla bir şeyler yiyip içebilir, başka varlığımızla Efendimiz’i (sav) ziyaret edebilir, bir başka varlığımızla neşe ve haz içinde içimizden gele gele Allah-u Teala’yı hamd-u sena ediyor olabilir. İşte cennet için bunlar mümkün olduğu gibi farklı deneyimler açısından cehennem için de mümkündür.

 

Dolayısıyla son tahlilde “huld” ve “ebed” kelimeleri için “sonsuz” anlamını vermek bir hata, bu sonsuz terimini matematiksel bir sonsuz olarak sayı anlamıyla kullanmak bir başka hatadır. Bu âlemde hayatın tekdüzeliği içinde ortalama 70-80 sene yaşayıp ölüyoruz. “Ahirette bu olmayacak, milyonlarca, trilyonlarca yıl yaşayacağız ve hiç ölmeyeceğiz.” şeklinde bir düşünce de yanlıştır çünkü bu düşünce ahirette zaman kavramının bu dünyadaki gibi lineer işlediğini varsaymaktadır. Dolayısıyla “Cennette sonsuz yemek, sonsuz manzara, sonsuz hazlar var.” gibi kullanımlar yanlış olacaktır.


1 ) https://tr.wikipedia.org/wiki/Sonsuz