Niye Farklı İnciller Var?
Soru: Nasıl olup da çok fazla sayıda İncil olabiliyor. Vahiyle inen bir kitap varsa, bunun hepsinin birbirine benzemesi gerekmez mi? Oysa farklı İnciller birbirinden bambaşka içeriklere sahip. Bunun sebebi nedir?
Cevap: Kur’an bize, Hz. İsa’ya indirilen bir İncil’den bahsetmektedir. Fakat bizim şu an elimizde bulunan İnciller, yani; Matta, Markos, Luka ve Yuhanna metinleri temelde İslami literatürdeki "hadis" metinleri gibidir. İçlerinde doğrudan Allah-u Teala’nın sözü manasındaki ayet gibi anlaşılabilecek cümleler de geçmektedir. Sonuçta bu İnciller kendi isimlerini taşıyan Havariler tarafından yazıldığı söylenen bir cins anı, biyografi, hadis kitaplarıdır ve anlatılanlar arasında ayet olarak geçen sözler de bulunmaktadır. Nasıl ki bir hadis metninde “Rasulullah (sav) ile şuraya gittik. Allah Rasulü bu olay karşısında şu ayeti okudu.” gibi ibareler görürsünüz ve "Şu ayeti okudu." denildikten sonra ayetin kendisi yazılır. İncil’de geçen anlatımlar da bir yönüyle bu şekildedir.
Biz Müslümanlar olarak genellikle "İncil" denilince, bizzat Allah-u Teala tarafından Hz. İsa’ya (as) indirilen ayetleri ve metinleri anlıyoruz. Ancak bugün ortada böyle bütün halinde bir metin yoktur. Dolayısıyla Müslümanların anladığı İncil kavramıyla Hıristiyanların veya batılıların, müsteşriklerin veya batılı akademisyenlerin anladığı İncil kavramı birbirinden farklıdır. Onlar İncil’i havarilerin oturup yazdıklarını zaten bilirler veya söylerler.
İncil yazarlarına ya da genel olarak Hıristiyanlara göre İncil kavramı, bizim anladığımız gibi ayetlerin toplu olarak bulunduğu bir kitabı değil, Mesih ve havarilerinin mesajını, müjdelerini ve onların sözlü tebliğlerini ifade etmektedir. Bu durum İncil metninin lafzından ziyade içindeki bazı sözlerin ve genel manasıyla da anlamının kutsal olduğunu hissettirse de, incilin "yazılı ve bütünlüklü bir kitap" anlamında kullanılmadığı görülmektedir. Ayrıca İncil kelimesi bir "kitap" anlamında ilk kez Justin tarafından kullanılmış ve bu kavram da "havarilerin hatıraları" olarak nitelendirilmiştir. Günümüzde ise İncil hem Hıristiyanlık mesajını hem de Mesih’in hayatını ve doktrinini ifade eden kitapları tanımlamada kullanılan bir kavram halini almıştır.
Hıristiyanlığın kendi tarihsel anlatımı içinde de Hz. İsa (as) İncil’i yazmamış veya yazdırmamıştır. Sözlü olarak tebliğ etmiş ve havarilerinden de bunu istemiştir. Böylece İncil, yazıya dökülmeden şifahi bir şekilde nakil ve tebliğ edilmiştir. Hz. İsa’nın semaya yükselmesinin ardından 10 gün sonra da (Pentikost gününden itibaren) havariler İncil’i tebliğ etmeye başlamışlardır. Zamanla Hz. İsa’yı görenlerin sayısı azalmış, Hıristiyanlık da geniş coğrafyalara yayılmaya başlamış, böylece İncil’in yazılı bir metin haline getirilmesi gerekmiştir. Hz. İsa’nın (as) semaya yükselişinden sonraki 40 yıllık süreç içerisinde şifahi rivayetler ve gelenekler oluşmuştur. Bunların bir kısmı bu 40 yıllık süreç içinde yazıya geçirilmiştir. Ancak yazıya geçirilme esnasında da İncil yazarları kendi İncillerini yazarlarken kendilerine ulaşan şifahi rivayetlerle yetinmemişler, kendi cemaatlerinin sorunlarını da göz önüne almışlar ve kendi bakış açılarını da kaleme almışlardır. Örneğin Matta, İncilini yazarken Suriye ve Antakya Hıristiyanlarına; Markos, Roma Hıristiyanlarına yönelik yazmıştır. Hatta sonradan yapılan araştırmalara göre bu incillerin, gerçekten havari olan Matta, Yuhanna gibi havarilere nispet edilmeleri de tartışmalıdır. Örneğin Matta İncilini havari Matta’nın Grekçe olarak yazdığı uzun yıllar boyunca kabul ediliyordu ancak Matta’nın yaptığı aslında Hz. İsa’nın sözlerini Aramice yazmış olmaktan ibarettir. Bu metin daha sonra Grekçeye çevrilmiş, yapılan ilavelerle de bugünkü Matta İncili halini almıştır.
Sonuçta bugün elimizde "İncil" olarak bulunan metinler biz Müslümanların inandığı şekliyle Allah-u Teala’dan Hz. İsa’ya (as) vahiy yoluyla indirilmiş ayetlerden oluşan bir kitap değildir. İncil, içlerinde “belki” bu ayetlerin de yer almış olabileceği, havarilerin ve onların talebelerinin yazdıkları söylenen ve Hz. İsa’nın hatıratı, sözleri ve havarilerin hatıralarından oluşan kitaplar bütünüdür. Bu ikinci kısım Hıristiyanlık tarihince de zaten sabittir ve kabul edilmektedir.