Özür Hâlinde Abdest Almak
Soru: Bende anal fistül hastalığı var. Bu hastalığın bir sonucu olarak makat bölgesinde gün içerisinde akıntılar oluyor. Bu akıntıların büyük çoğunluğu enfeksiyon fakat bazen kan ve dışkı da içerebiliyor. Bu noktada abdest alırken namaz kılarken neye dikkat etmem lazım? Özellikle dışarıda olduğumda her vakit kıyafetlerimi değiştirmem çok mümkün olmuyor. Hatta işin doğrusu evdeyken de her vakit kıyafet değiştirmek biraz zor geliyor. Bunu yapmam gerekir mi? Ya da bu durumda bir namaz kıldıktan sonra ikinci namazı aynı abdestte kılabilir miyim? Abdestim bozulmuş olur mu?
Cevap: Bu durum literatürde “özür” olarak tanımlanır. Malikiler haricindeki mezheplere göre özür sahiplerinin her namaz vaktinde yeni abdest almaları gerekir. Bir abdest aldıktan sonra bir sonraki namaz vaktine kadar farz, kaza veya nafile namazlar kılınabilir, Kur’an okunabilir, tavaf yapılabilir. Bu sürede özür dışında abdesti bozan farklı bir durum olmadıkça (örneğin akıntı özür kabul edilirken ve akıntı nedeniyle abdest bozulmaz iken uyku abdesti bozar) iki namaz vakti arasında abdestli kabul edilir. Abdest ancak namaz vaktinin çıkmasıyla bozulur. Çünkü Efendimiz (sas) kendisine özür nedeniyle gelip durumlarını soranlara her namaz vaktinde ayrı abdest almalarını söylemiştir.1
Kıyafetleri ise abdest gibi her vakit yenileme zorunluluğu yoktur. Özür hâli devam ettiği sürece özür sahibinin çamaşırına özür nedeniyle bulaşan maddeler namaza engel olmaz.
Ancak bu konuda gerekli pratik tedbirlerin de alınması gerekir. Örneğin akıntının kaynağı olan yere ped, yetişkin bezi, küçük tampon gibi bir şeyler konulabiliyorsa ve böyle yapılınca necaset durumu hafifleyecekse bunlar yapılmalıdır. Bu durumda sadece o maddelerin değiştirilmesi yeterli olacaktır. Eğer bu da olmuyorsa, kişiyi aşırı zorluyorsa, maddi açıdan problem oluşturacaksa veya sağlık açısından mümkün değilse bu durumda günde bir defa elbise değiştirmek yeterli olacaktır. Bunu da işte değiştirmek şart değildir.
Ev rahatlığı için ise yani günün tamamının evde geçirileceği günlerde ise elbise değiştirmeyi günde iki defaya çıkarmak daha makuldür.
Bu durumun esprisi şudur: Özür sahibi özel durumundan dolayı kendini rehavete kaptırmasın, gösterebileceği çabayı minimum da olsa göstersin. Bu nedenle elbise değiştirmek, akıntı olan yere mümkünse yetişkin bezi veya başka uygun bir şeyler koymak, günde 1 veya 2 kez elbise veya çamaşır değiştirmek, her namaz vakti için ayrı abdest almak gibi uygulamalar gösterilmesi gereken minimum çabalardır denilebilir. Bunun dışında her namaz için komple elbise veya çamaşır değiştirmenin, iki vakit arasında Kur’an okunacakken veya nafile namaz kılınacakken tekrar tekrar abdest almanın gereği yoktur. Ayrıca yetişkin bezi, ped veya başka bir maddenin sürekli satın alınması durumunda maddi problem oluşacak ise onlar için de şarttır denilemez.
Diğer yandan zor görünen her olayın içinde kendiliğinden bir kolaylık bulunur. Özür sahibi kendi şartlarını elbette daha iyi bilir. İşyerinin veya ikamet edilen evin durumuna göre kolay değiştirilebilecek elbise veya çamaşırları tercih etmek bu kolaylıklardan sadece birisi olabilir. Özür sahibinin düşününce aklına gelebilecek farklı kolaylıklar da tercih edilebilir ve hatta edilmelidir. Çünkü dini kendilerinden öğrendiğimiz isimler böyle davranmıştır.
Örneğin Efendimiz (sas) kurumuş meni bulaşığını çamaşırdan tırnakla kazıyarak çıkarmayı yeterli bulmuştur.2
Daha açıklayıcı bir rivayet ise şu şekildedir: Hz. Ömer (ra) bir cemaatle birlikte umre yolculuğu sırasında bir yerde mola verir. Hz. Ömer geceleyin ihtilam olur. Sabah da yıkanmak için yeterli su bulunamaz. Yakın bir yerdeki su kaynağına kadar gider. Elbisesindeki meni bulaşığını yıkar. O sırada topluluğun içinde bulunan Amr bin Âs, Hz. Ömer’e (ra) “Yanımızda temiz elbise var. Şu elbiseni yıkamayı bırak. Sonra yıkanır.” der. Hz. Ömer (ra) ise “Ey ibni Âs, hayret doğrusu! Yani sen elbise buldun diye herkes elbise mi bulacak? Allah’a yemin olsun ben senin söylediğini yaparsam bu bir sünnet olur. (Bundan sonra insanlar böyle yapmaya başlar). Hayır, ben gördüğüm meniyi yıkarım ve görmediğime de su serpiştiririm (ve böylece temizlenmiş sayarım.” cevabını verir.3
Burada Hz. Ömer’in (ra) o esnada kolay olanı tercih ettiği görülmektedir çünkü onların yaptıkları bizim için birer delildir. Hz. Ömer (ra) kendisine verilen yeni elbiseyi de tercih edebilirdi ancak bu gibi durumlarla karşılaşacak insanların geneli düşünüldüğü için o esnada en kolay olan caiz yolu tercih etmiş ve öyle davranmıştır. O hâlde bu gibi meselelerde kolay olanı, kişiyi zorlamayacak olanı tercih etmek gerekir. Aksi söylemler, özellikle de “olmazsa olmaz” tarzı dayatmalar dinin ruhuna aykırıdır.
1 ) Buhari, Vudu, 63; Tirmizi, Tahare, 93; Ebu Davud, Tahare, 110
2 ) Müslim, Taharet, 105
3 ) Muvatta, Taharet, 83 (1, 50); Kütüb-ü Sitte, c. 10, s. 347