3 dk.
28 Aralık 2023
Salat Kelimesi Üzerine-gorsel
Youtube Banner

Salat Kelimesi Üzerine

Soru: Efendimiz’e (sas) salat ü selam getirmek esas olarak bir dua değil midir? Klasik tefsirlerde “Allah ve melekleri o Nebiye salat ederler. Ey iman edenler! Siz de salat edin ve selam verin. Tam bir teslimiyetle…” ayetinin açıklamasında “Allah’ın salatı rahmeti, meleklerin salatı istiğfar talebi, müminlerin salatı da Nebiye dua etmektir.” diye geçiyor. Bu doğru mudur? Tek bir kelime farklı kimseler için nasıl farklı anlamlara gelebilir?

 

Cevap: Arapça kuralları içinde Arapçanın fiil yapısı olarak bir fiilin failine göre anlamının değişmesi mümkündür ve gayet makuldür. Mesela “şekur” çok teşekkür eden demektir. Teşekkür etmek temel anlamıyla kendisine yapılan bir iyiliğe şükran ile karşılık vermektir. Ancak “şekur” kelimesi hem hadislerde esmaül hüsna arasında sayılmış1 hem de bazı ayetlerde Allah Teala’nın bir sıfatı olarak zikredilmiştir.2 Allah Teala’ya kimsenin iyilik yapamayacağı açıktır. Bu durumda “şekur” kelimesi, ilgili ayet ve hadislerde “çokça karşılık veren” anlamıyla kullanılmış olur. Sonuçta “şekur” insan için kullanılınca Allah Teala’ya karşı itaat ve saygı içinde olan, bedel ödeyen gibi anlamlara gelirken Allah Teala için kullanıldığında kendisine yapılan itaat ve ibadetlere bol bol karşılık veren anlamında kullanılmış olur.

 

Türkçede fiiller hemen her zaman bir olayın neticesini ifade eder ve gösterir. Ayrıca Türkçede fiiller bizzat kendilerini, yani fiilin, olayın, işin kendisini gösterirler. Arapçada ise fiiller genellikle failin ne yaptığını ifade eder. Yani Arapçada fiil, faille daha fazla ilgilidir ve her failin özelliğine göre anlam içeriği değişebilir.

 

Bu nedenle Türkçede “Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.” denildiğinde Allah Teala’nın tuzak kurması ile herhangi bir insanın tuzak kurması aynı şekilde anlaşılabilir. Önemli olan “tuzak kurma” fiili olduğu için her tuzak kurma fiili her tuzak kuran için aynı şekilde algılanabilir. Ancak Arapçada “Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.” denildiğinde fail fiilden daha önemli olduğu için Allah Teala’nın tuzak kurmasının insanların tuzak kurmasıyla aynı şey olmayacağı daha kolay anlaşılır. Bu nedenle de Türkçede bu cümlenin tam anlaşılabilmesi için “İnsanlar da tuzak kurar Allah da tuzak kurar ama Allah Teala’nın tuzak kurması insanlarınkine benzemez. O, insanlara benzemekten münezzehtir.” gibi fazladan açıklamalara ihtiyaç duyulabilir.

 

Sonuç olarak geleneksel tefsirlerimizde geçen ibareler bu yönüyle doğrudur. Yani “Muhakkak ki Allah ve melekleri O Nebiye salat ederler. Ey iman edenler! Siz de Ona salat edin ve tam bir içtenlikle selam verin.”3 ayetinde asıl fiil “salat etme” fiilidir. Failler ise Allah Teala, melekleri ve iman edenlerdir. Allah Teala’nın salatı, O’nun rahmet ve rızası; meleklerin salatı, Efendimiz’e dua etmeleri ve Onun için istiğfar talep etmeleri; iman edenlerin salatı ise, Efendimiz’e (sas) dua ve Onu tazim etmektir.4 Yani her fail için ortak bir lafızla ifade edilen fiilin anlamı değişebilmektedir.

 


 

1 ) İbn Mace, Dua, 10; Tirmizi, Daavat, 82

2 ) Fatır, 30-34; Şura, 23

3 ) Ahzab, 56

4 ) Kurtubi, Tefsir, c. 14, s. 171