“Ashabım yıldızlar gibidir…” hadisi sahih midir?
Soru: "Ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine tabii olsanız hidayete erersiniz." hadisi sahih midir? Sahabeden mürted olan da var, büyük günah işleyen de var. Bu şekilde düşününce hadisin anlamına ters düşmüyor mu?
Cevap: Bu hadis sahih değildir. Genelde “Zuafa” (zayıf hadisleri içeren kitaplar) ve “Mevzuat” (uydurma hadisleri içeren kitaplar) da geçer.
Hadis olarak rivayet edilen bu söz, büyük ihtimalle, Emeviler'in baskı dönemlerinde, kendisine yöneltilen “Hz. Ali mi doğru yoldaydı yoksa Hz. Muaviye mi?” gibi bir soru karşısında, açıklama yapmak istemeyen bir alim tarafından; veya daha sonra gelen ve soru soranların kafasını karıştırmamak isteyen bir alim tarafından verilmiş bir cevaptır: “Ashap yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız kurtulursunuz.”.
Daha sonra aktarılırken filanca alimin sözü olmaktan çıkıp hadis olarak rivayet edilegelmiştir.
Zaten Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), sahih hadislerinde, kendisinden sonra neye uyarsak kurtulacağımızı da net olarak ifade etmiştir: “Kur’an ve Resulullah’ın Sünneti”.(1)
Bu tarzdaki, aslında Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) sözü olmayıp, hadis olarak meşhur olan sözlerin şöyle bir ortak özelliği vardır: İnsanların üzerinde kafa yormak istemeyeceği veya amelî sonuçlarına katlanamayacağı alanlarda pratik çıkış yolu sağlarlar.
Fark ettiyseniz bu söz de insanları, sahabeler arasında herhangi bir açıdan değerlendirme yapmak zahmetinden kurtarıyor. Ulemaya da “o konuya hiç girmeyelim biz” deme şansı veriyor.
Diğer bir nokta ise, “Ashap” kelimesinin anlamıdır. Arapçada “dost, arkadaş” anlamına gelen “sahib” kelimesinin bir çoğul halidir. Aynı anlamda diğer bir çoğul da “Sahabe” kelimesidir.
Farklı ilimler açısından bu kelime farklı anlamlara gelir. Hadis ilmi açısından “sahabe” diye, hadis rivayet zincirinin ilk halkası olan, Efendimiz'i (sallallahu aleyhi vesellem) Müslüman olarak gören tüm kişileri içine alır. Bu tanım, bir değer ifadesi değil, sadece ravileri sınıflandırma ifadesidir.
Diğer taraftan, Allah Resulü'nün (sallallahu aleyhi vesellem) kendi zamanında çıkan bazı tartışmalarda “Ashabımı rahat bırakın.” anlamında sözleri vardır. O, bu sözleri muhacir ve ensarın önde gelenleri, yani ilk baştan İslam davasına gönül verip büyük fedakarlıklara katlanmış kişiler için kullanmıştır.
Değerli kişi manasında “ashab” onlardır. Yoksa hadisçilerin sahabe dediği herkes, Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vesellem) değer verdiği “ashab” arasında değildir.
Bu sorunun ikinci kısmındaki problem oradan doğuyor. Yani asrı saadette Müslüman olmuş olan herkese, Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) “ashabım” demiyor zaten. Belirtildiği üzere az sayıda da olsa, onlar arasında dinden çıkan veya büyük günahları olanlar var.
1 ) Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Beni Israil uzerine gelen seyler, ayniyla ummetimin uzerine de gelecektir. Oyle ki onlardan aleni olarak annesine gelen olmussa, ummetimden de bu cirkin isi mutlaka yapan olacaktir. Nitekim, Beni Israil yetmisiki millete (dine, firkaya) bolunmustu. Benim ummetim de yetmisuc millete bolunecektir. Bunlardan bir tanesi haric hepsi atestedir."
"Bu firka hangisidir?" diye soruldu.
"Benim ve ashabimin uzerinde oldugu seyden ayrilmayanlardir!" buyurdular."
Tirmizi, Iman 18, (2643).
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bana itaat etmişse mutlaka Allah'a itaat etmiştir. Kim de bana isyan etmiş ise, mutlaka Allah'a isyan etmiştir. Kim emire itaat ederse mutlaka bana itaat etmiş olur. Kim de emire isyan ederse mutlaka bana isyan etmiş olur."
Ravi: Ebu Hüreyre
Kaynak: Buhari, Ahkam 1, Cihad 109; Müslim, İmaret 33, (1853); Nesai, Bey'at 27, (7, 154)