İnançsızların eserlerini okursam imanımı kaybeder miyim?
Soru: Allah’ın varlığı, evrim, big bang, ateizm, sosyalizm vb konularda tefekkür etmek, okumak, araştırma yapmak imanımıza zarar verir mi? Tam aksine imanımızı artırır mı? Yoksa bunlarla ilgilenmek fuzuli vakit geçirmek midir?
Cevap: Bunlar, imani açıdan incelendiğinde tek başlarına nötr şeylerdir. Bahsi geçen konular hakkında okuma yaptığınızda sadece o alanlarda bilgi sahibi olmuş olursunuz, imanınız ne artar ne de eksilir. Ansiklopedi okumak gibi düşünün, inanca niye etkisi olsun ki?
Fakat, farklı bazı faktörleri de düşündüğümüz vakit; bu mevzuların imanı etkilemesi mümkündür:
1. Herhangi bir mevzu tek başına anlaşılmaz;
i) o konunun ön koşulu olan mevzuları bilmiyorsanız, konuyu doğru anlayamazsınız,
ıı) her mevzunun kendi terminolojisi vardır, bildiğimizi düşündüğümüz kelime ve kavramların anlamları, ilim dalına göre değişir,
ııı) zihniniz o konuyu sağlıklı değerlendirebilecek şekilde eğitilmemişse; gerekli mantık ve muhakemeyi kazanmamışsanız ve o konularda eğitim almamışsanız yanlış çıkarımlara varmanız mümkündür.
Dolayısı ile biyoloji ve bilim felsefesini hiç bilmeden mesela evrim taraftarı veya karşıtı bir eser okuduğunuzda, her iki durumda da eseri okumaya başladığınız ana göre daha cahil olarak kabul edilebilirsiniz. Zira, bilgi sahibi olmadığınız bir konudaki fikriniz perçinlenmiş olur.
2. Kitapların çoğu nötr bir biçimde bilgi vermez; maksatlı ve tek yönlü olarak, propaganda ve ikna için yazılır. Böyle eserleri tek yönlü okursanız; hele bir de 1. maddede açıklanan birikiminiz yoksa, kandırılmanız çok olasıdır. Mesela tek bir Turan Dursun kitabı ile imanını kaybedenler vardır. Kişi Turan Dursun'un kitabını okumuş ama hadis bilmiyor, hadis usulü bilmiyor, mantığı güçlü değil. Üstelik de tek taraflı okumuş, mesela o kişiye cevap olarak kaleme alınan eserleri okumamış. Böyle bir durumda imanın zarar görmesi tabiidir.
3. Belli bir bilgi seviyesinde sorulan soruların cevapları ancak daha gelişmiş bir seviyeden cevaplanabilir. Bu açıdan bir kitapta okuduğunuz soru size mantıklı gelebilir ama cevabı hemen bulamayabilirsiniz. Ne kadar bilgili bir insansanız, bu sorunu o kadar çok yaşarsınız. İlkokul talebesi birinin sorusuna bir ortaokullu da cevap verebilir, üniversite öğrencisinin sorusu için profesör gerekir, bir doçentin/profesörün sorusuna ise ancak kendisi uzun yıllar çalışarak cevap bulabilir.
Bu açıdan, sorgulayan kitaplar okuduğunuzda önce sorularınız artacak, cevapları ancak gayret ederek bulabileceksiniz. O noktada tembellik ederseniz, “Bu soruların cevabı yok.” diyebilirsiniz. Buysa, sorduğunuz soruların cevabının olmamasından ziyade sizin tembellik ettiğinizi gösterir.
4. Zor soruların cevaplarını bulmak zaman alır. Bazı konuları hükümsüz bırakmayı bilmek lazım. Mesela bazı dini hükümlerin sebeplerini veya Allah'ın bazı fiillerinin hikmetlerini beş yıl düşündüğümüz, arada araştırma yaptığımız, bulduğumuz cevapların bizi tatmin etmediği noktalar olabilir. Bu durumda sakin kalabilmek çok önemlidir. Tatmin etmeyen bir cevaba sarılmak dürüst değildir ve o konuda terakkiye mani olur; cevabı bulamadım diye inkar etmek de hata olur. Evet, bazı soruların cevabını bulmak on yıllar alabilir.
5. İnsanın psikolojisi de önemlidir. Eğer zaten sürekli şüphe duyan, vesveselerini bastıramayan, zihnine söz geçiremeyen biri iseniz bu konulara girmeyin hiç. Eli titreyen birinin cerrah olmamasının gerekmesi ya da yüksekten korkanın dağcı olmamasının gerekmesi gibi düşünün.
Bu sayılan noktalara dikkat edildikten sonra, bahsi edilen tarz şeyleri okudukça imanınızı kaybetmezsiniz, bilakis imanınız artar. Hem de başkalarının sorularını cevaplayıp şüphelerini tatmin edebilir hâle gelirsiniz.