4 dk.
30 Ekim 2022
Kur'an'ın Anlamını Bilmeden Ağlamak-gorsel
Youtube Banner

Kur'an'ın Anlamını Bilmeden Ağlamak

Soru: Özellikle Türkçe ibadet tartışmalarında sıkça kullanılan bir anekdot vardır: Kur’an okunan bir yerde insanların kimisi ağlamakta, kimisi coşku içinde Allah diye bağırmaktadır. Arapça bilen birisi ağlayanlardan birinin yanına gelir ve okunan ayetleri anlayıp anlamadığını sorar. O da anlamadığını söyleyince “Bu ayetler miras hükümlerinden bahsediyor, sen ne diye anlamsız yere ağlıyorsun?” diye arkadaşına çıkışır. Bu gibi anekdotların vermek istediği mesaja göre Kur’an’ın anlamını bilmemek, Kur’an okunurken alakasız bir meselede ağlamak gibi komik durumlara neden olabilmektedir. Gerçekten Kur’an’ı anlamak her Müslüman için şart mıdır? 

 

Cevap: Kur’an’ın manevi iklimine uzak olan, o iklimden nasipsiz olanlar Kur’an’la veya o iklime yakın insanlarla alay etmek ve kendi çaplarında eğlenmek için her halükarda bir yol bulacaklardır.

 

Asıl konuya gelirsek, İngilizce bir müzik parçasının ritminden o dili hiç bilmeyen insanlar da duygusal olarak etkilenebilir. Çünkü insanın fıtratı böyle bir etkilenmeye izin vermektedir. Müziğin evrensel özelliklerinden birisi de ritminin insanları duygusal olarak etkilemesidir. Bu tarz bir müzikal özellik veya etkileyici bir ritim Kur’an’da da mevcuttur.

 

Diğer yandan bir mesajda esas olan o mesajı alanın zihnindeki çağrışımlardır. Bir insan neşeli, eğlenceli bir müzik duyunca bile ağlayabilir. Çünkü o müzik parçası onun yakın bir zamanda kaybettiği eşinin en sevdiği parça olabilir. O parçanın içinde yeni ayrıldığı nişanlısının ismi geçmiş olabilir. O parça uzun zamandır ayrı kaldığı memleketinin yöresel bir türküsü olabilir. Bunların hepsi mümkündür. 

 

Dolayısıyla bir insan Kur’an okurken veya dinlerken hiçbir şey anlamasa bile “Bu Allah-u Teala’nın insanlara hitabıdır. Bana da hitabıdır. Bana bazı emir ve yasaklar bildirmiştir. Ben de bunlardan dolayı ahirette hesaba çekileceğim.” diye düşünür ve duygulanıp ağlayabilir. Zaten inanmış olduğu ilahi bir atmosferin etkisine kapılabilir. Kendini Allah’ın huzurunda hissedebilir. Yakınlarda kaybettiği bir yakınının kabirdeki hâlini merak edip ağlayabilir. Geçmişte işlediği günahları hatırlayıp ağlayabilir. Bu çağrışımların da hepsi mümkündür.

 

Durum böyleyken Kur’an okunurken okunan ayetlerden hiçbir şey anlamadığı halde ağlayan insanlarla dalga geçmek hiç de akıllıca bir düşünce ve iyi niyetli bir davranış değildir.

 

Güzel ve ahenkli bir okuyuş, bunun karşısında anlamını bilmese de Kur’an dinleyen bir Müslümanın duygulanıp ağlaması ve kendini ilahi bir atmosferde hissetmesi elbette normaldir.

 

Ancak asıl hicran duyulacak ve garipsenecek durum, bir Müslümanın Kur’an’ın sayfalarına, kapağına, kağıdına kıymet verip de anlamını önemsememesidir. Bir insan nasıl olur da sevdiği, önemsediği birinden gelen mektubu alır, öper, başına koyar, koklar, sürekli temiz tutarak koynunda taşır ama bir defa bile merak edip mektupta ne yazdığını okuyup anlamak istemez?

 

En azından ülkemiz için Kur’an’ı anlamaya çalışma konusunda önemli bir açık olduğu pek çok araştırma sonucunda anlaşılmış bir gerçektir. Bu açığı kapatma adına ne yapılabilirse faydalı olacaktır. 

 

Kur’an’ı anlamadan okumak, onun anlamını hiç merak etmemek ve bu yönde çalışmamak Kur’an’la tam veya doğru bir bağ kurulamadığını gösterir. Ancak mesela kandilden kandile ya da Ramazanlarda Kur’an okuyan veya dinleyen insanlara “Kur’an’ı anlamak şarttır, bunun için Arapça öğrenmelisiniz. O olmazsa tefsir okumalısınız. O da olmazsa mealleri okumalısınız. Böylece Kur’an’ı iyi ve doğru anlamaya çalışmalısınız.” gibi vurgularda bulunmak Kur’an’la bağı zaten zayıf olan insanları Kur’an’dan iyice koparmaya da neden olabilir. Buna da dikkat edilmelidir. Özellikle de anlamadan Kur’an okumanın kıymetsiz ve anlamsız bir davranış olduğunu söylemek gibi yanlış tutumlara da girilmemelidir. Çünkü insanlar bir şeyi tam ve doğru yapmaya güç yetiremeyince o şeyi daha iyi bir hâle getirmek için gayret göstermektense tamamen bırakma eğilimindedirler. Bu eğilimi güçlendirecek tavırlarda bulunmak gereksizdir, hayır adına şerre sebep olmakla bile sonuçlanabilir.