


Kur’an ve Sünnete Göre Nişan Kavramı Sahih midir?
Nikâh Kavramının Kökeni ve Kullanımı
Arapçada "nikâh" kelimesi köken itibarıyla "cinsel ilişki" anlamına gelir.(1) Ancak zaman içerisinde, "evlilik akdi, sözleşmesi veya evlenmeye dair anlaşma" manalarında da yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Peygamber Efendimiz’in (sas) hayatında ve sahabe döneminde nikâh ifadesi, evliliğe ilişkin birçok farklı aşamayı kapsayacak geniş bir anlam yelpazesinde kullanılmıştır.
Özellikle hadis ve siyer kitaplarında geçen "nikâhlandı" ifadesi günümüzdeki anlamıyla tek bir aşamayı değil; söz kesme, nişan, nikâh akdinin yapılması ya da gerdek gecesi gibi farklı süreçlerin tamamı için kullanılabiliyordu. Bu nedenle hadisleri ve siyer kaynaklarını okurken nikâh ifadesinin hangi bağlamda geçtiğini doğru anlamak önemlidir.
Örneğin kaynaklarda sıkça zikredilen ve tartışmalara yol açan "Hz. Âişe’nin dokuz yaşında nikâhlandığı" hadisi aslında babası Hz. Ebubekir ile yapılan bir niyet beyanından bahsetmektedir.(2) Yoksa düğün ve evlilik bundan çok sonra gerçekleşmiştir.
Evliliğin Sosyal ve Kültürel Aşamaları
Evlilik pek çok toplumda farklı aşamalara sahip bir müessesedir. Ailelerin veya evlenecek çiftin prensipte anlaşmaları, bu anlaşmanın çevreye duyurulması (söz, nişan gibi aşamalar), daha sonra şahitler (günümüzde resmi görevliler) huzurunda nikâh akdinin yapılması ve nihayet evliliğin fiilî olarak başlaması bu aşamalar arasındadır.
Tarih boyunca evlilik törenleri, toplumların kültürel ve ekonomik gelişmişlik seviyelerine bağlı olarak şekillenmiştir. Daha sade ve fakir toplumlarda evlilikler kısa bir konuşma ve basit bir beyanla gerçekleşebilirken; günümüz toplumlarında sosyal baskı, gelenekler ve taklit gibi sebeplerden dolayı çok daha karmaşık törenler hâlini almıştır. Söz merasimi, nişan töreni, kına gecesi, düğün, bekârlığa veda gibi uygulamalar tamamen kültüreldir ve dinî açıdan zorunlu değildir.
Bu sosyal törenlerin hiçbiri İslam fıkhında evliliğin geçerliliği için şart veya zorunluluk değildir.(3) Ancak dinen haram olan davranışlar yapılmadığı sürece bu törenlerin gerçekleştirilmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Bu konudaki tercih tamamen çiftlerin ve ailelerin arzularına bağlıdır.
İslam’a Göre Nişanlılıkta Sınırlar
İslam dini, evlenilmesi haram olan yakın akrabalar (mahremler)(4) dışında, evlenme potansiyeli bulunan iki yetişkin insanın ilişkisini sadece iki kategoriye ayırmıştır:
1.Nikâhlı olanlar (evli çiftler)
2.Nikâhsız olanlar (birbirlerine dinen yabancı kişiler)
Bu iki kategori arasında herhangi bir ara form veya üçüncü bir kategori yoktur. Bu nedenle nikâhsız çiftler aralarında söz, nişan ya da evlilik niyeti beyanı bulunması durumunda dahi dinen birbirlerine yabancıdırlar. Nişan veya söz kesme gibi durumlar nikâh akdi yerine geçmediği gibi haram olan bazı davranışları da helâl kılmaz.
Bu noktada yapılan hatalardan biri de nişanlı çiftlerin birbirileriyle rahat görüşebilmeleri için dini nikah kıymalarıdır. Bu süreçte kıyılacak dini nikah bazı haramları caiz hâle getirecek bir fonksiyona sahip değildir. (5) Nikahın düğün ve bir araya gelme (zifaf) gerçekleşmeden sadece flört etmek amacıyla kullanılması nikâhın ruhuna ve sosyal amacına aykırıdır.
Bu bağlamda nişanlı çiftlerin birbirlerini tanımak, geleceğe dair ortak hedefleri belirlemek ve duygusal bağ kurmak adına ölçülü bir şekilde görüşmeleri caizdir. Ancak bunun dışında kalan fiziksel yakınlaşmalar (isterse sarılmak veya el ele tutuşmak gibi toplumda görece masum kabul edilen eylemler olsun) İslam açısından caiz değildir. Çünkü İslam’da "İlişki olmaz ama birbirlerine sarılabilirler." "El ele tutabilirler ama daha ileri gidemezler." gibi ara form veya aşamalar yoktur.
Özetle iki insan İslam fıkhına göre ya birbirleriyle nikâhlı ve her bakımdan helâldirler ya da nikâhsız ve yabancılardır ve her türlü fiziksel yakınlaşmayla mahremiyet ilişkisi haramdır.
Nişanlılık Süresi Nasıl Ayarlanmalı?
Kesin kararlarını vermiş olan çiftlerin nişanlılık süresini gereksiz yere uzatmaları genellikle tavsiye edilmez. Nişanlılık süresinin uzunluğu çiftler arasında psikolojik gerilime, aileler arasında huzursuzluğa ve harama yaklaşma riskinin artmasına sebebiyet verebilir. Bu da nihayetinde evliliğin kalitesini düşürebilir.
Ancak henüz kesin karar verememiş, birbirini daha iyi tanımak isteyen çiftlerin ölçülü ve makul bir süre nişanlı kalmalarında herhangi bir sakınca yoktur. Bu süre içerisinde harama düşmemek için gerekli olan hassasiyet ve sınırlar korunmalıdır.
Nikâhı Zorlaştırmama İlkesi
İslam nikâhı kolaylaştırmayı teşvik eder. (6) Evlilik akdi mümkün olduğunca sade ve kolay tutulmalıdır. Gelinlik, yüzük, düğün salonları, davetiyeler, fotoğraf çekimleri gibi detaylar İslam’ın evlilik anlayışının özünü oluşturmaz ve bunların hiçbir dinî zorunluluğu yoktur. Bu tür unsurlar tamamen kültürel alışkanlıklar olup; kişilerin tercihlerine, beklentilerine ve maddi imkânlarına göre şekillenebilir. Fakat bunların nikâhı zorlaştıracak, evliliği maddi ve manevi külfete dönüştürecek hâle gelmesi İslam ahlakına ve sünnete aykırıdır.
Özetle; İslam’a göre evlilik aileler ve toplum tarafından bilinen, şahitler huzurunda gerçekleşen basit bir sözleşmedir. Bu sözleşme yapılmadıkça söz ve nişan gibi uygulamalar haramı helal yapmaz. Dolayısıyla toplumumuzdaki tören ve seremoniler ne ölçüde yaygınlaşırsa yayılsın, dinen bağlayıcı olan tek unsur nikâh akdinin kendisidir.
Nikâh dışında kalan tören ve gelenekler ise haram içermedikleri sürece kişilerin kültürel tercihlerine göre şekillenebilir. Ancak unutulmamalıdır ki nikâhı kolaylaştırmak sünnettir ve İslam ahlakının temel prensiplerindendir.
Bu konu hakkında daha evvel cevapladığımız bir soru daha vardı. Dilerseniz onu da bu link üzerinden inceleyebilirsiniz.
Dipnotlar
[1] Klasik Arapça sözlüklerde "nikâh" (نكاح) kelimesinin birincil anlamı "iki şeyin birbirine katılması, birleşmesi" olup, mecazen cinsel birleşme (vat') ve evlilik sözleşmesi (akd) için kullanılmıştır. Bakınız: İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, "n-k-h" maddesi. Kur'an'da da hem akit hem de cinsel birleşme anlamlarında kullanılmıştır.
Hukuki Sözleşme (Akit) Anlamı: (Nisâ 4:3, Bakara 2:221, Nûr 24:32, Nûr 24:33) gibi ayetlerde "nikâh" ve türevleri (فَانْكِحُوا, تَنْكِحُوا, وَأَنْكِحُوا) evlilik sözleşmesini, yani evlenmenin hukuki boyutunu ifade eder. Bu ayetlerde vurgu, evlilik bağının kurulması, kimlerle evlenilip evlenilemeyeceği ve evliliğin teşvik edilmesi gibi hukuki ve toplumsal yönlerdedir. Bu aşamada henüz fiili bir birliktelik gerçekleşmemiş olabilir.
Fiili Birliktelik (Cinsel İlişki) Anlamı: Bakara 2:230 ayetinde geçen "...bir başka kocayla nikâhlanıp (حَتَّىٰ تَنكِحَ)" ifadesi, klasik tefsir alimlerinin ve İslam hukukçularının (fukaha) büyük çoğunluğu tarafından sadece resmi bir nikah akdi olarak değil, aynı zamanda fiili cinsel birleşmenin (cima) gerçekleşmesi olarak yorumlanmıştır. Bu yoruma göre üç talakla boşanmış bir kadının ilk kocasına tekrar helal olabilmesi için, ikinci eşiyle sadece resmi bir nikah yapması yeterli değildir; bu evliliğin fiilen de gerçekleşmiş olması şarttır.
[2] Hadis kaynaklarında geçen bu ifade, Arap örfünde küçük yaştaki kız çocukları için yapılan bir nevi nişan veya evlilik sözü anlamına gelmektedir. O dönemde bu tür anlaşmalar, aileler arası bağları güçlendirmek için yaygındı ve fiili evlilik ancak kız çocuğunun fiziksel ve psikolojik olarak evliliğe hazır olmasından sonra gerçekleşirdi. Bu konuda detaylı tartışmalar olduğunun farkındayız. Kurantime Araştırma Ekibi ileride bu konu hakkında bir makale yayımlayarak mevzuya dair fikirlerini inşallah ifade edecektir.
[3] İslam fıkhına göre bir nikâhın geçerli (sahih) olmasının temel şartları (rükünleri) şunlardır: Tarafların (veya vekillerinin) irade beyanı olan "icap" (teklif) ve "kabul", şahitlerin varlığı ve evliliğe yasal bir engel bulunmaması. Hanefî mezhebinde şahitler şart iken, Mâlikîler nikâhın duyurulmasını (ilân) esas alır. Mehir de evliliğin mali sonuçlarından biridir.
[4] Evlenilmesi yasak olan akrabalar (mahremler), Kur'an-ı Kerim'de Nisâ Suresi'nin 23. ayetinde detaylı olarak belirtilmiştir. Bunlar arasında anneler, kızlar, kız kardeşler, halalar, teyzeler, sütkardeşler ve eşlerin anneleri gibi yakınlar bulunur.
[5] Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için aşağıdaki makaleyi inceleyebilirsiniz:
https://kurantime.com/evlenirken-dini-nikah-sart-midir
[6] Bu ilke, Peygamber Efendimiz’in (sas) şu hadisiyle özetlenir: “En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VI, 82). Bu hadis, evliliğin maddi ve manevi engellerle zorlaştırılmaması gerektiğini vurgular.