5 dk.
03 Kasım 2024
Namazlarımı Bir Türlü Oturtamıyorum-gorsel
Youtube Banner

Namazlarımı Bir Türlü Oturtamıyorum

Soru: Namaz kılmanın dinimizde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu biliyorum. Buna karşın bir türlü namazlarımı oturtamıyorum. Bazen namazlarımı düzenli kılarken bazen iş yoğunluğu vs derken aksatıyorum. Namazlarımı oturtmak için ne yapmalıyım?

Cevap: Bu çok kıymetli ve uzunca yanıtlanmayı hak eden bir soru. Bununla birlikte, bir yandan geniş bir yanıtı hazırlarken ilk etapta bu yazımızla kısa bir cevap vermeye gayret edeceğiz. İnşallah ileride bu konunun daha geniş bir şekilde ele alındığı yazılarla karşınızda olacağız.

İnsanın Çevresinin Namaz Kılmaya Etkisi

 

Müddessir suresi cennet ehlinin cehennem ehline bir takım sorularından bahseder. Soru; “Sizi şu yakıcı ateşe sokan şey nedir?” şeklindedir. Cehennem ehli de cevaben şu maddeleri sıralar; “Biz namaz kılanlardan değildik, yoksulu doyurmuyor onlara yardım etmiyorduk, boş şeylere dalıp gidenlerle birlikte biz de dalıp gidiyorduk.” (3)

 

Demek ki ayetin de tasdikiyle insanı genel olarak şekillendiren şey çevresidir. Burada çevre kavramı elbette insanları kast etmektedir ancak diğer yandan insan kendisini televizyonla, internetle, sosyal medyayla ve bu bağlamda muhatap ettiği çevre ile şekillendirmeye açık tutar. Yani bu unsurlar da insanın hareketlerini etkiler.

 

Diğer yandan Efendimiz (sas) geçmiş kavimlerde yüz kişiyi öldürdüğü halde affedilen bir insandan bahseder. “Sizden önceki kavimlerden birinin içindeki bir adam, doksan dokuz kişiyi öldürdü. Yeryüzündeki en bilgin adamı sordu. Ona bir rahibi gösterdiler. Rahibe gelerek, doksan dokuz kişiyi öldürdüğünü, tövbe edip edemeyeceğini sordu. Rahip, tövbe edemeyeceğini söyledi. Rahibi de öldürdü. Rahiple beraber yüz kişiyi tamamladı. Tekrar yeryüzünün en bilgin kişisini sordu. Onu âlim birine götürdüler. Ona da yüz kişiyi öldürdüğünü, tövbe edip edemeyeceğini sordu. O kişi, tövbe edebileceğini söyledi. Tövbe etmesine kimsenin engel olamayacağını, bulunduğu toprakları terk etmesini, gideceği yerde Allah’a ibadet eden kullar olduğunu, onlarla birlikte ibadet etmesini, bu topraklara dönmemesini, bu topraklarda kötülüğün yaygın olduğunu söyledi. O da rahibin sözlerini dinleyerek, o toprakları terk etti. Yolun ortalarında vefat etti. Rahmet melekleri ile azap melekleri onunla ilgili muhasama ettiler. Rahmet melekleri dediler ki: O kalpten tövbe etmiş ve Allah’a yönelmiş olarak vefat etti. Azap melekleri de: O hiç hayırlı bir amel işlemedi. İnsan kılığında bir melek gelerek, onu aralarında hakem yaptılar. O da dedi ki: Mesafeyi ölçün, hangi tarafa yakınsa oraya aittir. Ölçtüler, gitmek istediği yere daha yakın olduğunu tespit ettiler. Rahmet melekleri onun ruhunu teslim aldılar.” (4)

 

Bu hadisten de anlaşılan o ki; salih insanların yaşadığı yerde yaşamak veya içinde bulunduğu kötü çevreyi terk ederek daha hayırlı bir çevreye taşınmak, hatta bu niyetle yola çıkmak dahi affa vesile oluyor.

 

Ayetle hadisin birlikte değerlendirilmesiyle ortaya şöyle bir gerçek çıkmaktadır: Bir insanın bir şey yapmasında da yapmamasında da en etkili olan şey onun çevresidir. Bu çevre öncelikle bizzat iletişimde bulunulan, beraber hareket edilen sosyal çevredir. Diğeri ise içinde bizzat canlı insan unsuru olmasa bile internet, televizyon, sosyal medya gibi platformlardır. Dolayısıyla bu platformlar da insanın çevresi sayılır. Her iki çevrede de namaz gibi bir gündem yoksa, buralarda namaz hiç konuşulmuyorsa, bu çevreyi namaz ufku olan bireyler oluşturmuyorsa, bunların dışında gündelik yaşamı faydasız, eğlenceli de olsa boş şeyler dolduruyorsa elbette bu çevrenin içinde yer alan insan da namaz kılamaz hâle gelecektir.

 

Namaz Konusunda Başkalarını Kınama

 

Bu hususta önemli olan bir başka madde de “başkasını kınama” konusudur. Geçmişte veya bugün birilerini namaz kılmama, sadece farzları kılıp sünnetleri kılmama, sadece cumaları kılma, namazını hızlı hızlı kılma gibi konularda kınamak ve bu hususta iddialı konuşmak, kınayan kişiden namaz meylinin alınması gibi bir tokatla sonuçlanabilir.

 

Tereddüt ve Zorlanma Anlarında Verilecek Kararların Önemi

 

Namaz kılıp kılmama konusunda anlık tereddütler sırasında verilecek kararlar zamanla yerleşik hâle gelir. Örneğin bir bilgisayar oyununun başındasınız ve öğlenin geçmesine on dakika kalmış. Kılıp kılmama konusunda yaşanacak bir tereddüt sonrası öğleni kılmaya karar verirseniz ve zor da olsa kılarsanız, bu da birkaç defa tekrar eder ve hepsinde ya da çoğunda namaz kılmayı tercih eder ve kılarsanız zamanla o imtihandan, yani öğlen namazının size zor gelmesi imtihanından kurtulursunuz. Vakti girince o namazı kılar hâle gelirsiniz. Bunun tersi de mümkündür. Yani yaşanan tereddüt esnasında kılmamayı tercih ederseniz ve kılmazsanız burada da birkaç tekrardan sonra o seviyeyi tamamen kaybeder, tereddüt dahi yaşamadan o namazı kılma arzusunu ve meylini o durum ve o seviye için kaybedersiniz. Bu söylediklerimiz tereddüte düşülen, ikirciklenme durumları içindir.

 

Namaz Konusunda İstiğfar ve Dua

 

Bir başka önemli madde de istiğfar ve duadır. Kılınmayan veya kılınamayan, geçiştirilerek kılınan, son dakikaya bırakılan namazlar için istiğfar edebilmek önemlidir. Ayrıca Hz. İbrahim’in duası gibi “Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı dosdoğru kılanlardan eyle!” veya “Allah’ım” namazdaki gevşekliğimi, ihmallerimi bağışla.” gibi hem duaya hem istiğfara devam edilebilirse namaz kılmama sebeplerinin azaldığını ve kılmanın kolaylaştığını müşahede edebilir, gözlemleyebilirsiniz.

 

Yüce Allah'tan bizleri ve soyumuzdan gelecekleri namazı dosdoğru kılanlardan, namaz ufkunu geniş tutmaya çalışanlardan, namazın hakkını vererek kılmaya çalışanlardan eylemesini niyaz ederiz.

 



1 ) Müddessir, 42-45

2 ) Buhârî, Enbiyâ, 54; Müslim, Tevbe, 46

3 ) İbrahim, 40