


Tâhiyyat ve Salli Barik Duaları | Namazı Anlayarak Kılmak | 4. Kısım
TAHİYYÂT: ALLAH'A TÂZİM, RESULÜ'NE SELAM
Namazda oturduğumuz o özel an vardır ya… İşte o an Rabbimize en derin bir kulluk şuuruyla kulluğumuzu gösterip, O'nun ululuğunu tasdik ederken Resulü'ne (sas) de selamlarımızı iletiriz.
Tahiyyât duası, o oturuş esnasında okuduğumuz çok değerli bir duadır. Efendimiz (sas), ashabına bu duayı tıpkı Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi kelime kelime ezberletmiştir.
“Tahiyyât” kelimesi, “tahiyye” kelimesinin çoğuludur. Tahiyye selamlaşmak, iyi dilekte bulunmak, gibi anlamlara gelir.
Tahiyyât Duasıyla Ne Diyoruz?
اَلتَّحِيَّاتُ ِللهِ
“Bütün tahiyyatlar, bütün selamlar, bütün hürmet ve tazimler yalnızca Allah içindir.”
Burada kul şöyle demiş olur:
“Ey Rabbim! Sözle yapılan bütün ibadetler, hayatıyla Sana yönelen bütün varlıkların senaları ve Seni zikretmesi; kısacası canlı-cansız her şeyin Sana sunduğu fıtrî hediyeler yalnızca Sanadır.”
وَالصَّلَوَاتُ
“Ve bütün salatlar…”
Yani;
“Şuur sahibi olan bütün varlıkların kendilerine özgü ibadetlerini de kendi ibadetlerimiz ile Senin dergahına arz ediyorum."
وَالطَّيِّبَاتُ
“Ve bütün tayyibeler…”
Yani;
“Sahip olduğum bütün mali ibadetlerim de ancak Senin içindir. Ayrıca bütün kâmil insanların ve Sana en yakın meleklerin Tayyibatı yani en nurani ve yüksek dereceli ibadetleri de ancak Senin içindir, Sanadır.”
Özetle;
"Ettahiyyâtü lillahi vessalavâtü vettayyibât" şu anlama gelir:
“Sözle yapılan ibadetler (tahiyyât), bedenle yapılan ibadetler (salavât) ve mal ile yapılan ibadetler (tayyibât) —hepsi ama hepsi— yalnızca Allah içindir. O’nun rızası için, O’nun huzuruna sunulur.”
اَلسَّلَامُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ
“Selam olsun sana ey Nebî! Allah’ın rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun.”
Burada kul, Allah’ın huzurunda Efendimiz’e (sas) selam verir. Çünkü:
- Biz O’nun (sas) izindeyiz.
- Biz O’nun (sas) ümmetiyiz.
- Ve Allah’a nasıl kulluk edeceğimizi O’ndan öğrendik.
İşte bu yüzden namazda Allah’a arz ettiğimiz bütün manevi servetimizi, O’nun arkasında saf bağlamış ümmetin bir ferdi olarak takdim ederiz. Adeta şunu deriz:
“Ey Rabbim! Sana olan kulluğumu ve sevgimi, Senin Habibin olan Peygamber’in rehberliğinde, O’nun ümmeti olma şerefiyle arz ediyorum.”
وَالسَّلَامُ عَلَيْنَا وَعَلٰى عِبَادِ اللّٰهِ الصَّالِحِينَ
“Selâm bizim üzerimize ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun.”
Burada kul sadece kendi selametini değil; samimiyetle Allah’a yönelen, doğru yolda yürüyen tüm kulların selametini diler. Bu dua insanın yalnızca kendi kurtuluşunu değil tüm müminlerin kurtuluşunu arzu etmesinin göstergesidir.
أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
“Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki Muhammed (sas) O’nun kulu ve elçisidir.”
Bu cümle namazda söylenen sözlerin tacıdır. Çünkü burada kul en temel iman esasını hem diliyle söyler, hem kalbiyle tasdikler. Bu bir bilgi değil; bir bağlılık, bir kanaat, bir teslimiyet beyanıdır.
Tahiyyat duası aynı zamanda bize Miracı hatırlatır. Allah Rasulü’nün (sas) açtığı yolda gücümüz yettiğince gitmekle kendi namazımızı çapımıza göre şahsî miracımız haline getirmemiz mümkündür. Tahiyyatta bu miraç yolunu kendi kulluğuyla bize açan Efendimiz’e (sas) salat ü selamda bulunmamızın bir hikmeti de budur.
SALLÎ-BÂRİK DUALARI: SALÂT VE BEREKET DİLEĞİ
Tahiyyat duasının ardından ümmetin dilinden hiç düşmeyen, Resûlullah’a (sas) salât ve bereket duaları gelir. Bu dualar Efendimiz’e (sas) en faziletli salât ü selam biçimleri arasındadır.
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِ مُحَمَّدٍ، كَمَا صَلَّيْتَ عَلٰى إِبْرَاهِيمَ وَعَلٰى آلِ إِبْرَاهِيمَ، إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
“Allah’ım! Muhammed’e ve ailesine (ehl-i beytine) salât eyle. Tıpkı İbrahim’e ve ailesine salât ettiğin gibi. Şüphesiz Sen Hamîd’sin, Mecîd’sin.”
“Sallî”: Rahmet eyle, yücelt, şanını artır.
“Âl-i Muhammed”: Efendimiz’in ailesi, ehl-i beyti ve onun yolunu izleyenler.
“Hamîd”: Övülmeye en layık olan.
“Mecîd”: Asil, şerefli, cömert olan.
Bu dua ile kul Allah Rasulü’ne hem bireysel bir sevgi gösterir hem de ümmet bilinciyle bağlılığını ifade eder.
اللَّهُمَّ بَارِكْ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِ مُحَمَّدٍ، كَمَا بَارَكْتَ عَلٰى إِبْرَاهِيمَ وَعَلٰى آلِ إِبْرَاهِيمَ، إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
“Allah’ım! Muhammed’e ve ailesine bereket ver. Tıpkı İbrahim’e ve İbrahim’in ailesine bereket verdiğin gibi. Şüphesiz Sen Hamîd’sin, Mecîd’sin.”
“Bârik”: Hayırla artır, kalıcı ve derin etkilerle bereketlendir.
“Bereket”: Az gibi görünen şeyin çok hayır ve güzellik üretmesi, yayılması, sürüp gitmesi.
Bu dua ile sadece Efendimiz’e değil, onun yolunu sürdürenlere de hayır ve bereket dilenir. Böylece salât ile başlayan yüceltme bereket duasıyla tamamlanır.
Bir sonraki yazıda Rabbena duaları, selam ve namaz sonrası okunan dua ve tesbihlerle yazı dizimizi tamamlayacağız inşallah.