7 dk.
21 Temmuz 2022
Dünya gailesi içinde ilim ve evrada vakit ayırma-gorsel
Youtube Banner

Dünya gailesi içinde ilim ve evrada vakit ayırma

Soru: Geçmişte ilim ve evrada dair belli programlarım vardı. Sonraları, biraz hayat gailesi, biraz stres, sıkıntı nedeniyle bunları yapamaz oldum. Tekrar program oluşturmakta da takip etmekte de zorlanıyorum. Çünkü hayat hiçbir şeye fırsat vermiyor gibi görünüyor. Bu zorlanmayı aşmak için bir çözüm öneriniz var mıdır?

 

Cevap: “Dünya hayatı, zaten kendisinden başka hiçbir şeye fırsat vermemek üzerine ayarlanmıştır.” dense yeridir. Meselenin hikmeti açısından bakılınca, “hayatüd dünya” kavramının vazifesi budur.(1) O, tüm canlıları, büyümeye, beslenmeye, barınak edinmeye, sosyal hayatı sürdürmeye, üremeye ve ölmeye sevk eder. Bütün sinyalleri bu yöndedir. İnsanların zanlarının ve hayallerinin aksine, herhangi bir şey üzerinde rahat rahat çalışacak, uğraş verecek bir zaman hiçbir zaman gelmeyecektir. 

 

Bir sosyal medya esprisi formatıyla, “Hiç mi gelmeyecek?” diye sorulsa, cevabı “Evet, hiç gelmeyecek.” olacak şekilde hayat insanı çeşitli evrelerinde farklı farklı şeylerle meşgul ederek hayır ve güzellik üzerinde çalışılmasını engelleyecektir. 

 

Peki yaşlılıkta da mı? Yaşlılıkta zaman boş görünürken, bir yandan oturmuş alışkanlıkları kırmak çok zor olacak, bir yandan da sağlık problemleri ciddi zahmet verecektir. Yaşlılık yıllarına kadar düzenli egzersizlerle zihnini esnek tutan, gençlik yıllarından beri kendini zorlayıp hayatında hayırlı ve güzel işler için sabit bir yer açabilen insanlar bu alışkanlıklarına devam edebilirler ama 65 yaşından sonra emekli olup bu hayırlı işlere fırsat buluruz diye düşünülüyorsa bu ancak boş bir hayal olacaktır.

 

Peki gençlik? Gençlik kadar başka şeylere mâni bir hâl yoktur. Her faaliyet çok cazip, her aksiyon çok tatlıdır gençlikte. Zenginlikte, malının idaresini ve kontrolünü sağlamaktan başka şeylere vakit kalmaz. Fakirlik ise zaten her şeye manidir. Dünya hayatı, insanın her halinde onu kendisiyle meşgul eder durur. 

 

Hayatüd dünya hayır ve güzellik, ilim ve takva, ibadet ve dua adına sizi istediğiniz şeyleri yapmaya sevk etmeyecektir. Önünüze bu kapsamda farklı imkanlar çıksa bile onları da tüketmek için bin bir alternatif sunacaktır. Gençlik günleriniz geride kaldıysa fark etmişsinizdir ki; şimdiki lise ve üniversite öğrencilerine bakıp “O vakitlere tekrar sahip olsaydım neler yapardım, aslında ne çok imkan varmış.” düşüncesi zihninizden ve gönlünüzden geçmiştir. Ama o vakitleri hatırladığınızda, “Ailem bana çok karışıyor.”, “Param çok az.”, “Bu dersler de çok anlamsız, canım hiçbir şey yapmak istemiyor.” tarzında düşünceler ve şikayetlerle o zamanların da geçtiğini anlar ve hatırlarsınız. 

 

Sonuç olarak, şuurunuzu kullanıp iradenizi yönlendirerek hayatüd-dünyadan -tabiri caizse- küçük imkanlar çalmadıkça, kendinizden bir şeyler alıp hayırlı işler tarafına eklemeye çalışmadıkça farklı bir zaman ve imkan bulamayacaksınız. Hayal ettiğiniz, sandığınız gibi asla olmayacak. Daha önceleri oluyor gibi görünen zamanlar da başkalarının sizin üzerinizde irade kullandığı zamanlardı. Mesela, bilinçli bir lise öğretmeniniz size kendini sevdirip sizi teşvik ederek, bir yandan çeşitli tablolar tutup yarışmalar düzenlemişti ve ödüllerle okuduğunuz kitap, çözdüğünüz soru, ezberlediğiniz sure sayısını artırmaya çalışmıştı. 

 

Yukarıdaki karamsar gibi görünen giriş gösteriyor ki; bu sorunun pratik bir cevabı yoktur. İlme ve evrada dair bu zorlanmaları aşmanın tek cevabı ve tek yolu şudur; tekrar ve tekrar kendinizi zorlamak… Bir şeyler, herhangi bir zamanda, herhangi bir şekilde ekstra şekilde kolaylaşmayacaktır ancak siz tekrar ve tekrar uğraşırsanız kolaylaşacaktır.

 

Eğer 20 kilo ağırlığı kaldıramıyor, bunda zorlanıyorsanız, kaldırmak kendi kendine asla kolaylaşmaz. Ama beş kilodan başlar ve yavaş yavaş artırırsanız, bir gün gelir kolaylaşabilir. Teheccüde kalkmak da asla kendi kendine kolaylaşmayacaktır. Gençken gençlik sorunları, orta yaşlıyken orta yaş sorunları, yaşlıyken yaşlılık sorunları teheccüde kalkmanıza engel olacaktır. Ancak siz ısrarla kalkmaya çalışarak, ekstra alarmlar kurarak, bazen beş dakikada 2 rekat namaz kılarak, bazen de yataktan kalkmaya bile enerji bulamadan birkaç kelime dua okuyup tekrar yatarak ama bir şekilde zorlaya zorlaya yaparsanız kolaylaşacaktır. Bunun başka bir yolu yoktur. Tek yol, engeli ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Yeni yeni engeller çıkacaktır. Bu mevzuda onlarla da tekrar tekrar mücadele etmekten başka pratik bir yol bulamazsınız. 

 

Siz ilim ve evrada aktif zaman ayırmaya çalıştıkça hayatüd-dünya farklı şoklarla, yani dışarıdan gelen bir etkiyle önünüze engeller çıkaracaktır. Sizin hastalığınız veya bir salgın hastalık, paranızın azalması veya bitmesi, bir tatil imkanı, akrabalarınızın ziyarete gelmesi, yeni bir iş şansı, iş için yer değiştirme, evin planını değiştirme, evde gereken tadilat, balkonu mutfağa ekleme, bahçeye bir peyzaj düzenlemesi gibi her zaman çıkabilecek bir etki var olacaktır. Her yeni etkide tekrar mücadele etmekle, azimli olmakla, ısrar etmekle bu mesafe kat edilebilir ancak. 

 

Bu noktada bir yanılgı daha var. İnsan farkında olmadan, kendisini çok zengin, çok kudretli, çok zeki ve çok yetenekli varsayar. O yüzden, mesela başka işlerin arasında bir sayfa Kuran-ı Kerim okuyacak zaman bulsa onu küçümseyebilir. “O bir sayfayı okusam ne olacak, keşke şöyle geniş zamanlarım olsaydı da gürül gürül bir cüz okusaydım.” düşüncesine aklına gelebilir ve o bir sayfayı da okumaz. Veya bir yazı yazar, “Çok kötü oldu, aslında ben çok daha iyisini yazabilecek bir insanım. Elbette gelecekte geniş zamanlarım olacak, kütüphaneler dolaşıp, saatlerce konsantrasyon içinde çalışıp güzel eserler ortaya koyacağım.” gibi hayallere kendini kaptırabilir. Ne zamanki 60-65 yaşlarını geçer, artık hayatın biteceğine dair bir şuur gelişir; işte o zaman ebedi olmadığını, elindeki fırsatların sonsuz olmadığını, sınırlı bir imkan verildiğini ve o verilen imkanla ne yaptığının sorulacağı bilgisini idrak eder. Bu nedenle bu hayallerin kırılması da oldukça gereklidir. İnsan, yapacağı hayır adına hiçbir şeyi küçümsememelidir. (Diğer taraftan, yapacağı şer adına da hiçbir şeyi küçümsememelidir.) 

 

Hayalleri kırmak demek, moral bozmayı, umutsuzluğa kapılmayı gerektirecek bir şey değildir. Mesela, elinize bir yerden büyük miktarda ekstra para geçti diyelim. Bu parayla mobilyaları veya arabayı yenilemek, bu parayı yatırım amaçlı değerlendirmek, uzun zamandır gidilemeyen bir tatile gitmek, daha iyi bir bilgisayar almak gibi farklı şeyler yapabilirsiniz. Fark ettiyseniz, gelen para tek ama aklınıza gelen harcama ihtimalleri beş, on, bekli yirmi tanedir. Hatta belki içlerinden birini seçseniz mutsuz bile olabilirsiniz. Yahut bir ara önemli bir boş zaman aralığı yakalarsınız. Ufak tefek gündelik işler dışında 12 saatlik bir boş zaman diliminiz oluştu diyelim. Bu 12 saatte, “Şu sporu yapabilirim, şu kitapları okuyabilirim, şu filmleri izleyebilirim.” diye planlasanız göreceksiniz ki 12 saate 48 saatlik iş planlıyorsunuz. Mecburen aklınıza gelenlerin çok küçük bir kısmını yapabileceksiniz. Bundan dolayı da morali bozmamak, kırılmamak gerekir. 
 

Hayallerimize göre imkanlarımız çok az ama şikayetlerimize göre elimizdeki imkanlar çok fazladır. O yüzden ne kurtarırsak kârdır…
 


1 ) Hayat-üd Dünya hakkında daha detaylı bilgi için bkz, https://kurantime.com/dunya-hayati-hayatu-d-dunya