5 dk.
16 Eylül 2023
İslam'a Göre Kadınlar ve Erkekler Arkadaş Olabilir mi? | 2. Kısım-gorsel
Youtube Banner

İslam'a Göre Kadınlar ve Erkekler Arkadaş Olabilir mi? | 2. Kısım

Not: Bu yazı "İslam'a Göre Kadınlar ve Erkekler Arkadaş Olabilir mi?" başlıklı yazı dizisinin ikinci yazısıdır. Serinin ilk yazısına buradan erişebilirsiniz.

Ruh ve Beden: Karşılıklı Etkileşimler

 

Arkadaşlık ilişkileri genellikle uzun süreli, düzenli ve karşılıklı etkileşimin olduğu, dayanışma gibi duygusal alışverişleri de barındıran bir ilişki türüdür. İnsanlar arkadaşlarıyla birlikteyken diğer insanlarla olduklarından daha rahat davranırlar, dertleşirler ve samimi bir iletişim kurarlar. Tahmin edileceği gibi, bu tip ilişkilerin hemcinsler arasında olması karşı cinsler arasında olmasından daha doğal olduğu için daha uzun sürelidir. Karşı cinsler arasındaki bu tip ilişkiler genellikle evlilik veya başka türden beraberliklerle sonuçlanır.

 

Peki neden?

 

Hasta doktor ilişkileriyle ilgili yapılan araştırmalar, hastayla doktor ilişkisinin farklı türden ilişkilere dönüşme süreçleriyle ilgili de bazı bilgiler vermektedir. Örneğin doktorlarla hastaları arasındaki mahrem ilişki sayısı psikologlarda oldukça fazladır. Yani psikoloğun erkek, danışanın kadın olduğu (veya tersi) durumlarda bu konudaki etik kurallar ne kadar sıkı ve açık olursa olsun mesele farklı türden ilişkilere dönüşebilmektedir ve bunun örnekleri hiç de az değildir.

 

Demek ki karşı cinsler arasında birbirlerine karşı duygusal-ruhsal durumların açılması bedenlerin de açılmasına yol açabilmektedir.

 

Evli birisinin karşı cinsten bir arkadaşına eşini şikâyet etmesi sonucu ikili arasında arkadaşlıktan öte duygusal bir bağın oluşmasına zemin hazırlanır. Araştırılması hâlinde bu durumun pek çok örneğiyle karşılaşmak mümkündür.

 

Bu gerçekleri insanlar kendilerine veya yakın çevrelerine yakıştırmakta oldukça zorlanırlar. İnsanlar bu durumları kendilerine yakıştıramasa da realite değişmez. Bu gerçekler bize erkek ve kadın arasındaki samimi ve sınırları net çizilmemiş bir arkadaşlık ilişkisinin problemli olduğunu göstermektedir. Çünkü bir arkadaşlık ilişkisinde olması beklenen dertleşme ve duygu paylaşımı gibi durumlar, karşı cinsler arasında ister istemez bir çekim alanı oluşturacak, arkadaşlık duyguları farklı duygulara dönüşecektir. Bu durumda uyulması gereken sınırlara riayet etmek de son derece zorlaşacak, hatta çoğunlukla imkansız hâle gelecektir.
 

Günümüz İletişim Teknolojileri ve Kadın-Erkek İlişkileri

 

Kadın-erkek ilişkilerinin İslami açıdan niteliği ve sınırları bellidir. Günümüz iletişim teknolojileri bu sınırları ne esnetir ne de daraltır. İletişimin niteliğini de değiştirmez. Bununla birlikte gelişen teknoloji bu konuda bazı avantajlar sağlayabildiği gibi kendine özgü dezavantajlar da oluşturabilmektedir.

 

Örneğin, insan herhangi bir sosyal medya uygulaması üzerinden iletişim kurunca kendi varlığını tam olarak karşıya yansıtmayabilir. Bu durum daha güvenli bir iletişim için avantaj sayılabilir. Ancak insanlar yazarak da, çeşitli emojileri ve bazı görüntüleri kullanarak da sınır ihlali yapabilirler.

 

Ayrıca karşı cinsten iki insanın telefonda, başka hiç kimsenin duymayacağı bir biçimde konuşmalarını veya kimsenin görmeyeceği şekilde mesajlaşmalarını, hadiste yasaklanan iki kişinin bir odada yalnız kalmasına benzetenler vardır. Halbuki bu durum (konuşmanın ve mesajlaşmanın içeriğinden bağımsız olarak) hadis-i şerifteki yasak kapsamına girmez. Çünkü söz konusu yasak fiziksel biçimde bir arada olmaya dairdir. Öyle bir ortamda iki insan birbirlerinden madden ve manen ister istemez etkileneceklerdir. Kastedilen ortam da başkalarının olmadığı dar bir alan olsa gerektir. Çünkü duygusal etkilenme için fiziksel yakınlık gerekir. Bu nedenle örneğin yüz metrekarelik bir toplantı salonunda bir kadının bir uçta bir erkeğin de öbür uçta bulunması yine baş başa kalma yasağına tam dahil olmaz. Elbette bir sakıncadan bahsedilebilir ancak Efendimiz’in (sas) söz konusu hadis-i şerifte bahsettiği, bir kadın ve erkeğin bir odada duygusal ve fiziksel etkilenmeye açık bir şekilde baş başa kalmalarıdır.

 

Bahsi geçen telefonla konuşma veya mesajlaşma durumu elbette tamamen sakıncasızdır da denilemez. Telefonla iletişim yüz yüze iletişim gibi değildir. Yazılı iletişim de sözlü iletişim gibi değildir. Sesli iletişimin doğurabileceği hisler yazılı iletişimde doğmaz. Ancak sesli veya yazılı iletişimin başkalarının görmeyeceği şekilde yapılması, özellikle de başkalarından bilerek gizli yapılması, başkalarının o iletişimden haberlerinin olmayacağı düşüncesi insanları daha rahat hareket etmeye, daha rahat konuşmaya itebilir. Bu yönüyle de hadiste yasaklanan, bir odada baş başa kalma durumuna benzetilebilir.

 

Tabii ki burada kast edilen telefon veya sosyal medya üzerinden kadın ve erkeğin arkadaşça konuşmaları ve yazışmalarıdır. Ancak bir erkeğin telefonda bir seyahat firmasının müşteri temsilciliğini yapan bir kadınla konuşması ve bu konuşmaya başka kimsenin muttali olmaması elbette aynı şey değildir.

 

Sonuçta bu konuda da insanların kendi bireysel bakış açılarına, niyetlerine ve amaçlarına bağlı bir değişken söz konusudur. Ancak insanların, özellikle de gençlerin, bekarlık durumunda kendi duygularından, biyolojik ve psikolojik bünyelerinin işleyişinden habersiz olmaları da söz konusudur. Dolayısıyla oldukça kaygan olan bu zeminde düşmeden yürümek için İslam’ın öngördüğü maddi ve manevi önlemleri almak, kendine aşırı güvenmemek ve iletişim boyunca dikkati ve teyakkuzu korumak önemlidir.