Mut'a Nikahı | 1. Kısım
Soru:
a) Mut'a nikahının hükmü nedir?
b) Hadis kitaplarında muta nikahına Peygamberimiz döneminde izin verildiği, sonradan Hz. Ömer döneminde kaldırıldığı yazıyor.
c) Ayrıca ehli sünnetten olup muta nikahıyla birliktelik yaşayan insanlar var.
d) Nisa suresi 24. ayette geçen “(e)stemta’tum” kelimesinin faydalanma anlamındaki muta kökünden gelmekte olduğu ve ayetin muta nikahına izin verdiği savunuluyor.
Cevap:
a) Mut’a nikahı, sahabenin önde gelenlerinin icmasıyla ve sahih hadislere göre kesin ve net biçimde haramdır.
b) Efendimiz’in (sas) bir dönem mut’a nikahına izin verdiği veya en azından bu nikahı açıkça yasaklamadığı doğrudur. Ancak aynı şey içki ve faiz için de geçerlidir. Yani Kur’an veya Efendimiz (sas) içkiyi de faizi de bir dönem için açıkça yasaklamamıştır.
Mut’anın daha önceden serbest olup da Hz. Ömer (ra) devrinde yasaklandığı ise tamamen yanlış bir bilgidir. Bu konudaki hadislerin tümünden anlaşılan husus, mut’a nikahının Efendimiz (sas) döneminde yasaklandığıdır.
Mut’anın Efendimiz (sas) döneminde yasaklandığı açık olsa da hadislerden Efendimiz’in (sas) hangi döneminde yasaklandığı net bir şekilde anlaşılamamaktadır. Örneğin Hz. Ali’nin (ra) rivayet ettiğine göre Efendimiz (sas) Hayber günü mut’ayı ve evcil eşeklerin etini yemeyi yasaklamış yani haram kılmıştır.1 Sebre bin Ma’bed’den nakledildiğine göre ise Efendimiz (sas) mut’a nikahını Mekke fethinde yasaklamıştır.2 Ayrıca mut’anın Huneyn savaşı3 veya Veda Haccı4 sırasında yasaklandığını bildiren rivayetler de vardır.
Bu rivayetlerden anlaşılan odur ki Efendimiz (sas) mut’a nikahını hayatta iken yasaklamıştır. Bunda şüphe yoktur. Yasaklamanın zamanı hakkında ise kesin ve net bir bilgi bize ulaşmış değildir. Buradan hareketle rivayetlerdeki farklılıklar, rivayeti nakleden sahabinin yasaklamadan kendi belirttiği vakitte haberinin olduğu anlamına gelebilir. Ancak bazıları daha sonradan “Mut’a birkaç defa serbest bırakıldı, sonra tekrar yasaklandı.” şeklinde anlamış da olabilirler. Fakat mut’anın Efendimiz (sas) döneminde serbest olup da Hz. Ömer (ra) döneminde yasaklandığına dair hiçbir sahih rivayet yoktur. Mut’a, kesin ve net bir şekilde Efendimiz (sas) hayattayken ve bizzat Efendimiz (sas) tarafından yasaklanmıştır.
Hz. Ömer’in (ra) Allah Rasulü (sas) hayatta iken serbest olan bir şeyi, özelde mut’a nikahını haram kılması veya yasaklaması düşünülemez. Böyle bir şey farz-ı muhal olsa bile sahabenin bu duruma sessiz kalması düşünülemez. Hz. Ömer (ra) müçtehit ve teşkilatçı bir sahabe, bir devlet adamıdır. Pek çok konuda içtihatlar yaptığı, bazı hükümlere belirli şartlar altında sınırlamalar getirdiği bilinmektedir. Örneğin bir gün minbere çıkarak insanlara hitaben mehirlerin 400 dirhemden fazla olmasını yasakladığını söyler. Kureyşli bir kadın Nisa suresinin 20. ayetini delil getirerek bunu yapamayacağını belirtir ve Hz. Ömer’e itiraz eder. Hz. Ömer de kadına hak vererek bu yasağı geri çeker.5 Örnekler çoğaltılabilir. Dolayısıyla Hz. Ömer (ra) gibi büyük bir sahabinin Allah Rasulü hayatta iken serbest bıraktığı bir fiili daha sonradan Allah Rasulü'ne (sas) muhalefet edecek şekilde yasaklaması düşünülemeyeceği gibi sahabeden böyle bir uygulamaya itiraz edilmemesi de düşünülemez. Bu tarz bir iddia Hz. Ömer’i ve sahabeyi hiç tanımamış olmak demektir.
Ancak Hz. Ömer’in (ra) bu konuda sert bir uyarısının olduğu doğrudur. Hz. Ömer’in şöyle dediği rivayet edilir: “Şüphesiz Allah, Rasulüne dilediği şeyi dilediği sebeplerle helal kılıyordu. Kur’an da yerli yerince nazil oldu. Hac ve umreyi Allah için tamamlayın. Bunu da Allah’ın emrettiği şekilde yapın. Bu kadınlarla mut’a nikâhı yapmayı da kesin artık! Şayet bana bir kadınla mut’a yapan birisi getirilirse, and olsun onu recmederim.”6
Bu ifadeler mut’ayı ilk yasaklayan kişinin Hz. Ömer olduğunu göstermez.
Ayrıca bazı sahabilerin, Efendimiz’in (sas) mut’ayı kesin ve sürekli olarak yasakladığını duymamış olmaları da mümkündür. Hz. Ömer de insanların bazılarının haberdar olmadığı bir yasağı daha vurgulu bir şekilde hatırlatmak istemiş olabilir. Dolayısıyla Hz. Ömer’in bu uyarısı insanlara yasağa uyma çağrısından ibarettir, yeni bir yasak koymak değildir. Bu düşünce sadece ehl-i sünnet alimlerin yorumu da değildir. Muhammed Hüseyin Kâşifülgıta gibi şii alimler de bu düşünceyi benimsemektedirler.7
c) Ehl-i sünnetten olduğunu iddia edip de mut’a nikahıyla yaşayan insanların varlığı mut’a nikahının hükmünü değiştirmez. Ehl-i sünnetten olduğunu iddia edip namaz kılmayan, gıybet eden, yalan söyleyen, emanete ihanet eden, insanların arasını açmaya çalışan, hırsızlık yapanlar da vardır. Nikah konusunda da sünni olduğunu söyleyen Arabistan veya bazı körfez ülkelerinde yaygın olduğu söylenen misyar, misfar, misyaf nikahı gibi nikah türleri mevcuttur. Bu nikah türleri de nikahın ruhundaki doğruluk, dürüstlük ve sonsuzluk (süre belirlememek) şartlarına uygun olmadığı için sahih nikah olarak kabul edilemez.
d) Bir kelimenin sözlükteki kelime anlamı başka bir şeydir, terim anlamı başka bir şeydir. Mut’a kelimesinin kelime anlamı menfaat veya faydalanma demektir. Nisa suresi 24. ayetindeki “(e)stemta’tum” kelimesinin kökeni de mut’a kelimesinin kökeniyle aynıdır. Dolayısıyla o kelime de faydalanma demektir. Ancak kelime köklerinin aynı olması ayetteki kelimenin mut’a nikahına işaret ettiğini göstermez. Çünkü terim anlamı olarak mut’a nikahı, aralarında evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının önceden belirlenmiş bir süre için ve belirli bir mal-para karşılığında birlikte yaşamak üzere anlaşmaları demektir. Ayetin, haram olan bu nikah türünü kastettiği iddiası yanlıştır.
Örneğin zekât kelimesi Kur’an’da temizlik anlamında da kullanılmıştır8 çünkü kelime kökü olarak zekât aynı zamanda temizlik anlamına da gelir. Ancak onlarca ayette de terim anlamıyla kullanılmıştır. Dolayısıyla Nisa suresi 24. ayette geçen “(e)stemta’tum” kelimesinin kök anlamı ile mut’a kelimesinin kök anlamının aynı olması ayetteki kelimenin mut’a nikahını ifade ettiği anlamına gelmez.
1 ) Buhari, Nikah, 31; Müslim, Nikah, 29; İbn Mace, Nikah, 44
2 ) Müslim, Nikah, 19; İbn Mace, Nikah, 44
3 ) Müslim, Nikah, 3
4 ) İbn Mace, Nikah, 44
5 ) İbn Hacer, Metalibül-Aliyye, c. 2, s. 4
6 ) Müslim, Hac, 145; İbn Mace, Nikah, 44
7 ) TDV İslam Ansiklopedisi, Mut’a maddesi
8 ) Kehf, 81; Meryem, 13