4 dk.
28 Temmuz 2025
Farklı Dinlerden Kimselerin İbadetlerine Eşlik Etmek-gorsel
Youtube Banner

Farklı Dinlerden Kimselerin İbadetlerine Eşlik Etmek

Soru: Farz edelim ki ABD’de yaşıyorum. Ehl-i Kitap’tan bazı dostlarımın özel bir günü vesilesiyle onları evime davet ettim ve kendilerine yemek ikram ettim. Bu esnada onlar kendi ibadet ritüellerini gerçekleştirdiler ve ben de onlara eşlik ettim; örneğin ilahilerini birlikte söyledik. Bu durum dinen sakıncalı mıdır?

 

Cevap: Ehl-i Kitap’a yemek ikram etmek Maide Suresi 5. ayetin açık beyanıyla helaldir. (1) Bu konuda bir sakınca söz konusu değildir. Muhtemelen sizin asıl sormak istediğiniz husus, onların ibadetlerine eşlik etmeye dairdir.

 

İslami açıdan meseleye şu ölçülerle yaklaşmak isabetli olacaktır:

 

🔹 Sizin kalbinizde; Kur’an ve Sünnette geçtiği için bizim saygı göstermemiz gereken şeyler dışında;

 

  1. Onlara ait değerlere dini bir kıymet atfetme düşüncesi,

  2. Onların inanç ve ritüellerine dair bir taklit arzusu,

  3. Onların inancını üstün görme gibi bir eğilim

 

uyanıyorsa, bu tür eşliklerin dinen mahzurlu olduğundan bahsedebiliriz.

 

🔹 Ehl-i Kitap’ın saygı gösterdiği unsurlara, evrensel ahlaki ilkeler ve insan inançlarına gösterilmesi gereken hürmet çerçevesinde saygı göstermek caizdir. (2)

 

Ancak eşlik edilen sözlü ifadelerin –mesela okunan ilahilerin– anlamları bilinmeden tekrarlanması sakıncalı olabilir. Bu tür metinlerde İslam akidesine aykırı herhangi bir ifade yer alıyorsa, onlara iştirak etmek caiz değildir. (3)

 

Nitekim itikadi açıdan bakıldığında Ehl-i Kitap içinde İslam’a en çok benzeyen inanç sistemi, tevhid vurgusunun görece daha güçlü olması bakımından, Musevî inancıdır. Bu sebeple onların bazı duaları veya ilahileri genellikle İslamî itikada aykırılık taşımaz. Ancak yine de her bir metin tek tek değerlendirilmelidir. Zira Tevrat’ta özellikle peygamberlere hürmet açısından veya ahlaki ilkeler bakımından sakıncalı ifadeler vardır. (4)

 

Öte yandan Hristiyanlık ve Hint menşeli inançlarda yer alan pek çok dua ve ilahide, tevhid inancına aykırı unsurlar yaygındır; bunlara eşlik etmek uygun olmaz. 

 

Son olarak dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da şudur:


Eğer sizin bu yaklaşımınız çocukların veya çocuk tabiatlı bireylerin zihinlerinde bir karışıklık oluşturacak, onları taklide sevk edecek ve kendi dini kimliklerinden uzaklaştıracak bir etki doğuracaksa, bu durum harama varacak bir boyut kazanabilir. (5)

 

1-) "...Kendilerine kitap verilenlerin (Ehl-i Kitap) yiyeceği size helal, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir..." (Mâide 5:5)

2-) Dininizden ötürü sizinle savaşmayan, sizi yerinizden, yurdunuzdan etmeyen kâfirlere gelince, Allah sizi, onlara iyilik etmeden, adalet ve insaf gözetmeden menetmez. Çünkü Allah âdil olanları sever. (Mümtehine 60:8)

3-) Şirk İçeren İfadelerden Kaçınma: İslam'ın en temel ilkesi olan tevhid (Allah'ın birliği), O'na hiçbir şeyi ortak koşmamayı gerektirir. Başka bir dinin ibadetinde, İslam'ın tevhid akidesine aykırı (örneğin, teslis inancı gibi Allah'a ortak koşan veya bir peygamberi tanrılaştıran) ifadeler yer alıyorsa, bir Müslümanın bu sözlere katılması veya tekrar etmesi caiz değildir. Zira bu en büyük günah olan şirke iştirak veya onu onaylama anlamına gelebilir. 

4-) Tahrif Kavramı ve Mevcut Metinler: İslam inancına göre, Tevrat ve İncil'in asıl vahiyleri zamanla tahrifata (değiştirilmeye) uğramıştır. Bu nedenle, mevcut metinlerde hem orijinal vahiyden kalma tevhid unsurları hem de sonradan eklenmiş, İslam akidesiyle çelişen ifadeler bulunabilir. "(Ey mü’minler,) şimdi bunların (yahûdîlerin) size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa içlerinden bir zümre vardır ki Allah’ın kelâmını (Tevrât’ı) dinler, iyice anladıktan sonra da onu bile bile tahrif ederlerdi." (Bakara 2:75)

Örneğin, mevcut Tevrat metinlerinde bazı peygamberlere (Hz. Lût, Hz. Dâvûd gibi) yakıştırılan ve onların ismet (günahsızlık) sıfatıyla bağdaşmayan kıssalar yer almaktadır. Bu sebeple, metinlerin içeriğini bilmeden eşlik etmek risklidir. Konu hakkında detaylı ilgi için bkz:
https://kurantime.com/incil-ve-tevrat-tahrif-edilmis-midir

5-) Seddi Zerâi Prensibi: İslam hukukunda "sedd-i zerâi," yani "kötülüğe giden yolları tıkamak" önemli bir prensiptir. Bir eylem kendi başına helal veya mubah olsa bile, harama yol açma potansiyeli taşıyorsa yasaklanabilir. Bu bağlamda, Ehl-i Kitap'ın ibadetine eşlik etme davranışı, eğer çocukların veya dinî bilgisi zayıf kişilerin zihninde "bütün dinler aynıdır" gibi yanlış bir algı oluşturacaksa, onların inançlarının zayıflamasına veya kimlik karmaşası yaşamasına neden olacaksa, bu potansiyel zarar sebebiyle haram kabul edilebilir.