


Küfrün Manevi Cinayet Olması Ne Demektir? | Küfür, Cinayet ve Sonsuz Ceza | 1. Kısım
Soru: Sonsuz cehennemin adil olduğu konusu anlatılırken verilen yaygın bir örnek var: “Bir dakikada işlenen cinayete mukabil milyon dakika hapis dünyada adil ve makuldür. Küfür, bundan çok daha büyük ve kapsamlı bir cinayettir. O hâlde matematiksel olarak sonsuz cehennem adildir.” deniyor. Risale-i Nur’da konu biraz daha açılıp “küfrün manevi bir cinayet olduğu” söyleniyor. Sonsuz cehennem ve Allah'ın adaleti konusunda sorunum olmamakla birlikte bu tarz sorulara verilen bahsettiğim türdeki cevaplar aklıma yatmıyor. Manevi cinayet ne demektir? Küfür en çok kişinin kendisine zarar vermez mi? Küfür başkalarının cinayetinden çok insanın kendisi için cinayet olmaz mı? Küfrü illa bir şeye benzeteceksek bu saygısızlık veya hakaret gibi bir şey değil midir? Cinayet ve saygısızlık ikame edilecek kadar farklı kavramlar değiller. Kısaca küfrün cinayet olması ne demektir? Kafir küfrüyle Allah'a mı, nefsine mi yoksa Allah'a ve yarattıklarına karşı mı bir zulüm, cinayet ve tecavüzde bulunmaktadır? Bu cinayetin mahiyeti nedir? Kur’an'da bu konu nasıl ele alınır? Şimdiden teşekkür ederim. Allah razı olsun.
Cevap: Bu tür meselelerde ilk dikkat edilmesi gereken şeylerden biri, kavramların mecaz ya da teknik anlamlarının halk arasında yaygın olan örfî anlamlarından farklı olabileceğidir. Aksi hâlde çok temel meseleleri bile yanlış anlayabiliriz.
Mesela “Din nasihattir.” (1) hadisini Türkiye'de hemen herkes “Din öğüttür.” şeklinde anlar. Ancak “nasihat” kelimesi burada birine öğüt vermekten ziyade onun iyiliğini istemek, ona karşı içten ve sadık davranmak anlamındadır. (2) Aynı şekilde “fuhuş” kelimesi sadece cinsellikle ilgili aşırılıklara değil, her türlü taşkınlığa işaret eder. Cuma hutbelerinin sonunda okunan ayette yer alan “Allah sizi fuhşiyattan men eder.” (3) buyruğu yalnızca zinayı değil, aşırılığın her türünü kapsar.
Risale-i Nur'da geçen “şişe” kelimesi de mecazîdir. O eserlerde “şişe” camdan yapılmış basit ve geçici dünyalıkları, elmas ise uhrevî hakikatleri temsil eder. “Cinayet” kavramı da benzer biçimde genişletilmiş bir anlam taşır. Bediüzzaman Divan-ı Harb-i Örfî eserinde kendisinin on bir buçuk cinayet işlediğinden bahseder. (4) Tabii buradaki “cinayet” kavramı ironik bir bağlamda kullanılmıştır ve kimse burada geçen cinayet tabirini Bediüzzaman’ın on bir tane insan öldürdüğü birini de ağır yaraladığı şeklinde anlamaz.
Cinayet Ne Demektir?
Sözlükte cinayet "kabahatten büyük, ağır ceza hatta ölüm cezası gerektiren suç" anlamına gelir. Kökeni Süryaniceden gelen bu kelime, “günah”la da aynı kökten türer. (5) Ömer Nasuhi Bilmen’in Hukuk-u İslamiye ve Istılahat-ı Fıkhiye Kamusu adlı eserinde “…sirkat (hırsızlık) büyük bir cinayettir.” (6) ibaresi geçer. Buradaki cinayet kavramı da elbette adam öldürme fiili değildir. Demek ki burada kasıt fiziksel bir öldürme değil daha kapsamlı, daha derin bir zarar verme hâlidir.
Küfrün Zararı Kimedir?
Kur’an, bu soruya çok açık cevaplar verir:
- “Andolsun biz Lokman'a: Allah'a şükret! diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.” (7)
- “İnkârda yarışanlar sana kaygı vermesin. Çünkü onlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler...” (8)
- “De ki: “Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Tam aksine, eğer iman iddianızda doğru ve samimi iseniz, asıl sizi imana eriştirmekle Allah size iyilik ediyor demektir.” (9)
Küfrün zararı Allah’a değildir insanın bizzat kendisinedir. İman etmekle Allah’ı zenginleştirmediğimiz gibi inkarcılıkla da (haşa) O’nu eksiltmeyiz.
Dindar insanların bir kısmı bazen salih amel işlemekle Allah Teala'ya karşı iyilik yapmış gibi hissedebiliyorlar ve bu iyiliklerinden menfaat bekleyebiliyorlar. Bu sağlıklı bir beklenti değildir. Bunun bir parçası olarak da ancak kendilerini salih hissettikleri zaman dua etmeyi bir hak görürken, kendilerini fasık ve günahkâr hissettikleri zaman duadan kaçıyorlar. “Allah'tan bir şey istemeye yüzüm yok.” diyorlar ki bu da problemli bir bakış açısıdır. Oysa Allah ile ilişkimiz bizim hâlimizden bağımsızdır. Biz iyi olduğumuzda da günahkâr olduğumuzda da Allah'ın kuluyuz ve kullukla mükellefiz. Dua da bir kulluk biçimi olarak her durumda edilebilir, "Sadece iyi işler yaparken dua edebilirim." düşüncesi çok yanlıştır.
1-) Müslim, “Îmân”, 95; Tirmizî, “Birr ve’s-Ṣıla”, 17.
2-) “Dinin nasihat olması ne demektir?”, Kurantime, erişim 14.06.2025, https://kurantime.com/dinin-nasihat-olmasi-ne-demektir.
3-) Kur’ân-ı Kerîm, Nahl 90.
4-) Bediüzzaman Said Nursî, Dîvân-ı Harb-i Örfî, Eserin çeşitli yerlerinde bu ifadeye ve açıklamasına rastlanır.
5-) Sevan Nişanyan, “cinayet” maddesi, Nişanyan Sözlük, erişim 14.06.2025, https://nisanyansozluk.com/?k=cinayet.
6-) Ömer Nasuhi Bilmen, Hukûk-ı İslâmiye ve Istılahât-ı Fıkhiyye Kâmûsu, cilt 3, Bilmen Yayınları, s. 279.
7-) Kur’ân-ı Kerîm, Lokman 12.
8-) Kur’ân-ı Kerîm, Âl-i İmrân 176.
9-) Kur’ân-ı Kerîm, Hucurât 17.